Sam Wilson’la “Zodyak – Burçlar Kuşağı Cinayetleri” Üzerine

12 dakikalık okuma

Polisiye kurgu içerisine astrolojik unsurları yerleştirerek özgün bir roman ortaya çıkaran Sam Wilson’ın Beyaz Baykuş Yayınları’nca Türkçeye çevrilen romanı “Zodyak – Burçlar Kuşağı Cinayetleri” üzerine Dilek Ayyıldız tarafından gerçekleştirilen röportajda ilgi çekici notlar yer alıyor.

zodyak-roman

Kitapta neden bütün katiller Koç burcu? 

Astroloji, Koç burcunun genelde kızgın ve fevri olduğunu söyler. Dolayısıyla benim de yarattığım bu dünyada insanların Koç burçlarını agresif olarak tanımlaması doğal olacaktı. Bu da Koçlara daha az iş verilmesine, böylelikle Koçların kötü insanlar olmamasına rağmen suça eğilmelerine sebebiyet verecekti.

Ben de bir Koç burcuyum. Başkalarının burcunu alt sınıf burcu ilan etmek kabalık olurdu.

Astrolojiyi gerilimle birleştirme fikrini nereden buldunuz? Astrolojiye meraklı mısınız?

Uzun zaman önce, bir insanın burcunu biliyorsanız onun kişiliğini öngörebileceğinizi söyleyen bilimsel bir makale okumuştum. Ama bu yalnızca, o insan da burçlara inanıyorsa mümkün oluyormuş. Hangi burçtan olduklarını ya da nasıl bir kişiliğe sahip olmaları gerektiğini bilmiyorlarsa bu öngörünün hiçbir geçerliliği olmuyormuş. Bana bu kitap için fikir vepisoded_221b buydu.

[btnsx id=”945″]

Zodyak evreninde astrolojinin gerçekten bir işe yarayıp yaramadığı belirsiz aslında. Belki yarıyor belki yaramıyor ama bana kalırsa en nihayetinde bunun önemi de yok. Ben astrolojiye inanmıyorum ama umuyorum ki herhangi bir yanlış yoruma sebebiyet vermeyecek şekilde ev ödevimi yapmışımdır. Benim ilgilendiğim asıl mesele, sonunda kendi kendini doğrulayan kehanetler; insanların toplum tarafından şekillendirilmesi ve bir gruba ait olabilmek için kendilerini değiştirmeleri. Astroloji bu fikirleri daha iyi anlayabilmek için uygun bir araç oldu.

Tesadüfen, geçenlerde Batı astrolojisinin Çin’de son zamanlarda çok popüler olduğunu, hatta bazı insanların sırf burçlarına dayanarak bazı işlere kabul edilmediklerini anlatan bir makale okudum. Yani astrolojik ayrımcılık benim yazarken düşündüğüm kadar ütopik bir durum değilmiş.

Kitaptaki bazı burçlar neredeyse kollanmış. Mesela polisler her zaman Boğa burcu ya da Yengeçler hep iyi insanlar.

Burçlar göründükleri gibi değiller. Zodyak’ta Yengeç burçları doğuştan iyi olduklarını düşünüyorlar ama bu inançları onların diğer burçlara karşı hoşgörüsüz olmalarına sebep oluyor. Kitap boyunca aslında burçların hiçbir önemi yok, mühim olan her burcun bir diğerini ve kendini nasıl gördüğü ve tarihsel olarak her burca nasıl davranıldığı.

Kitapta burçları tanımlamak, sınıflandırmak için çok zaman harcadığınız anlaşılıyor. Hangisinin ne olacağına nasıl karar verdiniz?

Zodyak kast sistemi, Batı toplumunun şekillendirilmiş hali. Başaklar nerdler, Balıklar hippiler, Kovalar hipsterlar ve Akrepler de sosyetikler. Bu grupların bazıları astrolojinin öngördüğü karakterlerle paralel ama ben doğruluktan çok okurun, yarattığım bu toplumun bir parçası olmasını istedim.

Sizce insanların kaderleri yıldızlarda yazılı mıdır? Kadere inanıyor musunuz?

Hayır, ben insanlara inanıyorum. Bu kitap üzerinde çalışırken saatlik astroloji hakkında da pek çok şey okudum. Saatlik astroloji öngörülerde bulunmak için astrolojik çizelgeleri kullanır. Bu, çok karmaşık bir süreçtir ve bana kalırsa varılan sonuç aslında tamamen rasgele ve çelişkilidir. Ama nasıl ki gözlerimiz mürekkep noktalarından mütevellit bir kâğıtta bazı şekiller görür, astrologlar da bu çizelgelerde manalar bulur. Tesadüfi veriler içgüdülerine uyan birtakım şekillere bürünürler ve bu şekiller esas kabul edilir. Böylelikle öngörülerde bulunabilir ve normalde veremeyecekleri tavsiyeleri verirler ama bu sadece benim inancım.

Zodyak başlığını kullanırken halen kaçak durumunda olan ve hakkında hiçbir şey bilinmeyen ünlü katile gönderme yaptınız mı?

Romanın adını görenlerin ister istemez Zodyak Katili’ni düşüneceklerini tahmin ediyordum. İkisi arasında herhangi bir bağlantı yok ama bu şiirsel ilişkilendirmeyi seviyorum.

15139206Karakterlerinizden biri olan Dr. Kruger’ı, Kruger Sendromu’ndan yola çıkarak mı oluşturdunuz?
Kruger-Dunning Etkisi çok enteresan. Kabaca anlatacak olursak şu demek: Yetersiz insanlar ne kadar yetersiz olduklarını bilmiyorlar ve yaptıkları her neyse onda çok iyi olduklarını düşünüyorlar. Ancak daha çok şey öğrendikten sonra ne kadar kötü olduklarını anlıyorlar. Muhtemelen bu karakteri oluştururken Justin Kruger ile bir bağlantı kurdum. Bu arada zaten bu ismin çok yaygın olduğu Güney Afrika’da yaşıyorum ve isim kulağıma iyi geldi.

Kitabınız gerçekten çok akıcı. Bu kadar kolay okunan bir kitap yazmak için formülünüz var mı? Çünkü biliyoruz ki, “kolay okunan bir kitap yazmak çok zordur.”

Çok kibarsınız, çok teşekkür ederim. Bilhassa hızlı ilerleyecek şekilde yazmaya çalıştım. Yeni bir dünya yaratıyordum ve bazı şeyleri fazla anlatmanın, böylelikle okuyucunun ilgisini kaybetmenin hata olacağını biliyordum. Yazarken vaktimin çoğunu, anlatacaklarımı daha basit ve açıkça nasıl anlatabilirim sorusuna harcadım. Neyse ki işim televizyona senaryolar yazmak, o yüzden bir hikâyeyi en ekonomik nasıl anlatırım, onu biliyorum.

Kitapta ihanet, kayıp bir aşk ve tutulmamış sözler var, gerçek hayatta olduğu gibi. Sizce hayatta, gerçek her zaman kazanacak mıdır?

Maalesef hayır. Ama bu yüzden denemeye devam etmemiz gerekir.

Hayat neredeyse hep çelişkiler üzerine kurulu. İyiyle kötü, zenginle fakir arasındaki fark gibi. Sizce bu ikilikler arasında çok ince bir çizgi mi var?

Evet ve genellikle bu çizginin kazara olduğunu ya da tamamen bakış açısına bağlı olduğunu düşünüyorum. Hepimizin bu çizgileri çekmesi gerekiyor ama en azından biraz olsun düşünerek çekmeli ve diğer taraftaki seslere de kulak vermeliyiz.

Bu ilk kitabınızdı. Bir sonraki projenizi öğrenebilir miyiz? Yine bir gerilim mi olacak? Bu ilk kitapta çok orijinal bir fikirden yola çıkmıştınız, yine aynı standardı yakalayabileceğinizi düşünüyor musunuz?

Zodyak evrenini yeteri kadar kullandığımı zannetmiyorum. Bu yüzden yine aynı dünyada geçen ama farklı durumlarda yeni karakterleri kullanabileceğim ve yeni fikirlerin doğabileceği bir hikâye düşünüyorum. Ondan sonra da pek çok değişik hikâye var aklımda. Hangisinden daha iyi bir roman olur, ona karar vermem gerekiyor sadece.

[btnsx id=”938″]

IMG_0801-1Tanıtım bülteninden:

“En Önemli 200 Genç Güney Afrikalı” listesine girmeyi başaran ve Cape Town’da televizyon kanalı yöneticiliği yapan Sam Wilson’un kısa sürede uluslararası çok satan kitaplardan biri olmayı başaran ilk romanı “Zodyak- Burçlar Kuşağı Cinayetleri” Türkiye’deki kitabevi raflarında da yerini aldı.

Destek Yayınları’nın tescilli alt markası olan Beyaz Baykuş Yayınları tarafından piyasaya çıkartılan “Zodyak- Burçlar Kuşağı Cinayetleri” zekice kaleme alınmış fantastik bir polisiye…

Astroloji ne kadar gerçek, ne kadar değil, yıldızlar kaderi söyler mi söylemez mi? gibi kuşkularla dolu bir dolu soruyla sorgulanan astrolojinin, toplum üzerinde bilinçli oynanan büyük bir oyuna alet edilmesini konu alan kitapta katiller de maktuller de burçlarına göre seçiliyorlar.

Dedektif Burton ve astrolog Lindi Childs, kaderin burçlarda yazılı olup olmadığı konusunda fikir ayrılığı yaşasalar da, burçlar kuşağı sisteminin öyle ya da böyle kullanıldığı konusunda hem fikirler.

Çevirmenliğini Begüm Kovulmaz’ın yaptığı “Zodyak- Burçlar Kuşağı Cinayetleri” akıcılığı, sürprizlerle dolu kurgusu ve gerçekliğe olan yakınlığıyla aklın sınırlarını zorluyor.

Arka Kapak;

Öyle bir toplum düşünün ki insanlar burçlarına göre sınıflara ayrılmış, statüleri doğuştan belli ve kaderlerini ne yaparlarsa yapsınlar değiştiremiyorlar.

Zenginlik ile fakirlik arasındaki çizgi yelkovanın bir anlık hareketiyle değişebiliyor.

Ve işte böyle bir toplumda birbiri ardına cinayetler işlenmeye başlıyor. Farklı burçlardan insanların öldürüldüğü bu cinayetler bir devrime mi işaret yoksa sıradan bir seri katilin işi mi?

Bütün gözler Dedektif Jerome Burton ve astrolog Lindi Childs’a dönüyor. Kaderin burçlarda yazılı olup olmadığı konusunda fikir ayrılığı yaşıyor olabilirler ama hemfikir oldukları bir konu var: O da büyük bir planın çoktan uygulanmaya konmuş olduğu!

Birlikte bir ihaneti, kaybedilmiş bir aşkı, tutulmamış sözleri ve hayatlarını allak bullak edecek bir gerçeği gün yüzüne çıkartıyorlar.
Beyaz Baykuş Yayınları/Polisiye/424 syf./29 TL

Editör

Türkiye'nin tek polisiye kültür dergisi.

Önceki Hikaye

Homeland'da 6. Sezona Doğru Peter Quinn Yaşıyor

Sonraki Hikaye

Aşk, Şarap, Birkaç Ölüm ve Bolca Hata | Seçkin Erdi*

En Son Yazılar