Mezun Cinayetleri: Bir Başkomiser Perihan Uygur Polisiyesi

/
6 dakikalık okuma

Çağatay Yaşmut

Git Kendini Çok Sevdirmeden romanıyla edebiyat dünyasına başarılı bir giriş yaptıktan sonra aynı başarıyla sürdürdüğü sanat yaşamında birçok romana ve besteye imza atan Tuna Kiremitçi polisiye yazma işinin de altından kalkabileceğini, ilk polisiye romanı Mezun Cinayetleri’nde yarattığı karakterler ve kurduğu gizemli olay örgüsüyle gösteriyor. Aşağıda üzerinde durulan noktalar bir yana, Kiremitçi’nin, özellikle yarattığı kadın polis tiplemeleriyle polisiye edebiyatımıza zenginlik katacağını söylemek gerekiyor.

Hikayemize gelince… Mezun Cinayetleri, Çamlıca sırtlarında bulunan ve yüz yirmi yedi yıllık tarihi boyunca sıralarından şehzadelerin, din ve devlet adamlarının, sanatçıların, idealistlerin geçtiği, Balkan ve Dünya savaşlarına, işgale, Milli Mücadele’ye ve devrimlere tanıklık eden, İstanbul’un güzide okullarından birinin mezunlarının öldürülmesini konu alıyor. Askeri darbenin hemen sonrasında ülkede hakimiyet süren kötülük ve şiddet dolu atmosfer ergenlerin dünyasına da sirayet etmiştir. Romanda anlatılan olaylara mekan olan okulda görevli birbirinden vasıflı öğretmenlerin siyasi görüşleri sebebiyle işten uzaklaştırmalarından doğan idari boşluk, genç ve parlak zihinleri karanlık grupların, faşist zihniyetin etkilerine karşı savunmasız hale getirmiş, genç zihinler nefret ve kadın düşmanlığıyla biçimlenmiştir. Tecrübesizlik zamanlarında bulunan bu berrak zihinleri çabucak etkisi altına alan bu düşünme biçimi çok sayıda ruhsal, azımsanamayacak ölçüde de fiziksel hasara yol açmış, nesilden nesile aktarılan hastalıklı düşünceler ve her türden yaralanmalar  yıllar sonra yaşanan akıl almaz cinayetlerin temelini kurmuştur.

Perihan Uygur Gayrettepe Emniyet Müdürlüğü’nde Cinayet Büro Başkomiseri’dir. Başkomiser ve ekip arkadaşları Emniyet içinde “Bacılar Bölüğü” lakabıyla anılmaktadırlar. Bu lakabın tek nedeniyse ekibin tamamının kadın olmasından ziyade, kariyerinde ilerleme kaydedememiş ancak kendilerine mesleğe tekrar kazandırılma doğrultusunda ikinci bir imkan tanınmış kadınlardan kurtulmuş olmasıdır.

Başkomiser Uygur, komiser yardımcısı Ayla ile birlikte seçkin görüntüsünün derinlerinde kokuşmuşluk bulunan okulun mezunlar günü nedeniyle düzenlenen aşure gününde çatıdan düşerek hayatını kaybeden eski mezunlardan birinin ölümünü araştırmaya başlar. Maktulün ölümü ilk bakışta kaza gibi görünse de sorguda tanıklardan birinin çatıda kapüşonlu birini daha gördüğünü ifade etmesi nedeniyle “şüpheli ölüm” olarak kayıtlara geçmiştir. Sonrasında, ölen şahsın Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Locası’na üye olduğu ortaya çıkar. Adli tıp cesedin ceketinin cebinde bir melek biblosu bulur. Başkomiser Perihan kamera kayıtları ve görgü tanıkları peşinde koşarken, bu olayın lisenin imajına zarar vereceği endişesiyle içişleri bakanının talimatı doğrultusunda dosya kapatılır. Olay kayıtlara “kaza” olarak geçer. Cesede otopsi yapılmasına izin verilmez ve cenaze defnedilir. Emekliliğine çok az bir zaman kalan Başkomiser Perihan ise kimseyle dalaşmak istemediğinden  önünde bekleyen diğer işlere odaklanır. 

Kahramanımız bir sabah Cinayet Büro’ya, odasına geldiğinde kendisine dosyayı kapatmasını emreden Emniyet müdürünü masasının başında kendisini beklerken bulur. Bu defa aynı lisenin mezunlar derneğinde bir başka erkek vahşi bir şekilde öldürülmüştür. Ölen şahıs çatıdan düşerek hayatını kaybeden ilk kurbanın sınıf arkadaşıdır; üstelik bu maktul de mason locası üyesidir. Cesedin yanında yine bir melek biblosu bulunmuştur. Ceset sayısı artmaya devam ederken ölen tüm şahısların aynı dönemin mezunları olması,  hepsinin mason locası üyeliğinin bulunması ve her cesedin yanında bir melek biblosunun yer alması geçmişle bağlantılı büyük bir kin ve nefreti göstermektedir. Başkomiser Perihan ve “Bacılar Bölüğü” tüm güçleriyle ve tüm engellemelere rağmen kendilerini katil veya katilleri yakalamaya adarlar.

Heyecanı ve gizemini son sayfalara kadar koruyan başarılı bir polisiye roman Mezun Cinayetleri.

Editör

Türkiye'nin tek polisiye kültür dergisi.

Önceki Hikaye

Riga'nın Köpekleri: Melankolik Kuzey’in Melankolik Dedektifi

Sonraki Hikaye

Martin Compston, ITV'nin Yeni Our House Dizisinin Kadrosuna Dahil Oldu

En Son Yazılar