‘Hesap Günü’ | Roman İncelemesi

8 dakikalık okuma

Hesap Günü: Yunan Dedektif ve Yunan Krizleri: Petros Markaris ve Kostas Haritos Maceraları

Atina’nın sokaklarında dolaşırken karşınıza çıkabilecek en renkli karakterlerden biri, hiç şüphesiz Hesap Günü‘nün de kahramanı Dedektif Kostas Haritos‘tur. Klasik bir dedektif gibi görünse de, bu dedektifin üzerinde bir de Yunan krizleri yükü vardır. Kimi zaman detektiflik yetenekleri, kimi zaman ise entelektüel duruşuyla dikkat çeker.

221B Dergi, 39. sayısında Akdeniz polisiyesinin kurucularından Petros Markaris’i kapağına taşıdı. Dergi, kitapçılarda ve dukkan.mylosyayingrubu.com‘da!

Petros Markaris’in yarattığı bu karakter, adeta modern Atina’nın yansımasıdır. Haritos’un maceraları, Yunanistan’ın sıkıntılı politik ve ekonomik dönemlerinde geçer. Markaris, bu romanlarda sadece bir suç hikayesi anlatmaz, aynı zamanda ülkesinin içine düştüğü durumu da gözler önüne serer.

Hesap Günü

Dedektif Haritos’un başı genellikle karmaşık olaylarla derttedir; cinayetler, entrikalar ve sırlarla dolu vakalarla uğraşırken, aynı zamanda ülkesinin içinde bulunduğu zorlukları da göz ardı etmez. Yunanistan’ın ekonomik krizleri, siyasi çalkantıları ve toplumsal sorunları, Haritos’un maceralarında kendine yer bulur. Markaris’in eserleri, okuyucularına hem gerilim dolu bir polisiye sunar hem de düşündürücü bir politik portre çizer. Bu romanlarda, sadece suçluları değil, aynı zamanda toplumun ve sistemin suçunu da sorgular. Dedektif Haritos, adeta bir ayna gibi; okuyucuya, Yunanistan’ın içine düştüğü durumu ve bu durumun insanlar üzerindeki etkisini gösterir.

hesap günü

Hesap Günü kitabında da Atina’nın sokakları yine sakin değil, özellikle de Dedektif Kostas Haritos için. Haritos, bu sefer karşısında çözmesi gereken karmaşık bir cinayet vakasıyla karşı karşıya.

Yunanistan, dört emekli kadının parasızlıktan intiharıyla çalkalanır. Ekonomik kriz nedeniyle önce emekli maaşları azaltılan, grevdeki doktorlar yüzünden doktora muayene bile olamayan, bir şekilde muayene olup bu defa ilaçlarını alamayan, çünkü sigorta kurumunun eczanelere borcu dağları aştığından eczanelerin ilaç vermediği bu dört kadın, kendilerini devlete yük olarak görmüş ve arkalarında bir mektupla hayatlarına son vermişlerdir. Haritos bunca çile çeken yaşlı kadınların en azından giderken acı çekmemiş olmamalarıyla avunur. Vaka cinayet dosyası da olmadığından hemen kapatılır.

Hesap Günü‘nde Haritos ve cinayet masasınında işler kesattır. Katiller belki de ekonomik krizle boğuşuyor, bilinmez ama ülkede tek cinayet işlenmiyor. Bir yerde iyi bir haber bu ama rahatlıkları kısa sürüyor.

Keramikos Mezarlığı’nda bir ceset bulunur. Kurban sırt üstü yatırılmış, kolları göğsünde çaprazlanmış bu zengin adamın ünlü bir cerrah olduğu öğrenilir. Kurbanın baldıran zehri ile öldürülmesi ve antik kazı alanına bırakılmış olmasının sembolik bir anlamı olduğunu düşünürler ama buna dair bir delil şimdilik yoktur.

Soruşturma başlar. Haritos kurbanın yetenekli bir cerrah ama ona muayene ya da ameliyat olmak için donunuza kadar alan bir rezil olduğunu öğrenir. Üstelik bu rezil adamın oldukça mal varlığı olduğunu ama devlete bir şekilde asla vergi ödemediğini öğrenir. Bunu öğrenmeleri oldukça kolay olur çünkü kendisine ‘Milli Vergi Tahsildarı’ diyen katil, kurbana ölümünden beş gün önce bir ihtar mektubu yollamış ve kendisini vergilerini ödemezse öldüreceğini söylemiştir. Haritos katilin vergi sistemine sızdığından şüphelenir ve şüphesi doğru çıkar. Ülkenin içinde bulunduğu durumu göz önünde bulunduran Haritos, katilin oldukça uzun bir kurban listesi olduğundan emindir. Bunda yanılmadığı da ikinci kurbanın bulunmasıyla netleşir.

İkinci kurban da yine bir arkeolojik kazı alanında baldıran zehriyle öldürülen bir profesör, aynı zamanda bir firmanın müşaviridir. Haritos bu kurbanın da vergi borcu bulunup bulunmadığı, kendisine bir uyarı mektubu gönderilip gönderilmediğini merak eder. Yanılmaz tabii. Ama katil artık level atlamıştır. Ülkenin ekonomik buhranını kullanıp kendisini tanrı ilan etmiş olan ‘Tahsildar’ artık uyarı metinlerini sosyal medyadan halka da açar. Bu mektupları okuyan halk da katilin yakalanmaması için eylemlere başlar. Katilin istediği olmuş ve halkı arkasına almıştır.

Dedektif Haritos ve ekibinin sosyal medya taramalarında bir uyarı metni daha bulunur. Hemen metine konu kişi bulunur. Kişi yine para babası biridir ama en azından hayattadır. Çünkü kurbanın kendisine yolladığı tehdidi ciddiye almış ve vergisini ödemiştir.

Yunan hükümeti katilin tehditleri sayesinde 10 günde 7.8 milyon Euro vergi toplayarak tarihe geçer. Sıra acaba bende mi, diye düşünen tüm vergi kaçıranlar bir bir borçlarını kapatmıştır. Ama katilin hedefinde artık hükümet vardır. Bir sonraki sosyal medya mesajı bizzat hükümet yetkililerinedir. Sayesinde toplanan 7.8 milyon Euro’nun yüzde onunu kendisine ister ve ödenmezse hükümetin üst düzey yetkililerini öldürmeye başlayacağını söyler. Hükümet parayı ödeyip ödememe toplantıları yapar. Katil zaten halkı arkasına almıştır. Parayı öderlerse katille iş birliği yaptıklarının düşünülmesinden korkmaktadırlar. Ama Haritos’un başka planları vardır. Antik dünyaya ilgisinin olduğu aşikar olan kendini beğenmiş katilin bilmediği tek şey; Haritos’un er geç onu yakalayacağıdır.

Petros Markaris’in kitaplarını okurken, sadece heyecan dolu bir maceraya tanık olmuyorsunuz, aynı zamanda Yunanistan’ın derinliklerine iniyor, ülkenin karmaşık yapısını ve insanlarının duygularını keşfediyor, belki de kendi ülkemizin benzerliklerini fark ediyorsunuz. Sonuç olarak, Petros Markaris’in Hesap Günü kitabı sadece polisiye sevenleri değil, aynı zamanda farklı kültürleri, toplumsal yapıları ve insan ilişkilerini merak edenleri de cezbediyor. Dedektif Haritos’un maceraları, sadece suçun peşinde koşturmuyor, aynı zamanda insanın kendini ve çevresini anlamaya çalışmasını da sağlıyor.

PETROS MARKARİS, HESAP GÜNÜ, ALFA KİTAP, 415 SAYFA ÇEVİREN: HULKİ DEMİREL

Selin Bak

1981 yılında Trabzon’da doğdu. Atatürk Üniversitesi’ nde Hemşirelik okudu. Polisiye merakı gençlik yıllarında (hala çok genç, ortaokul yılları diyelim) Agatha Christie ile başladı. Galiba yapmak isteyip de yapamadıklarını okumak (cinayeti çözmek değil işlemek kısmından bahsediliyor) kendisine garip bir tatmin duygusu vermiş olacak polisiye dışında başka bir tür okuyamaz oldu. En
sevdiği yazarların Türk yazarlar olduğunu her zaman gururla söyler. Çok polisiye okur, çok polisiye dizi ve film izler, fazlaca cinayet kurguları yapar. Aslında çok da yazar ama çaktırmaz. Bu biyografiyi yazarken hayatında enteresan bir şey olmadığını fark eden Selin, hemşirelik yapmaya ve Trabzon’da yaşamaya devam ediyor, şimdilik...

Önceki Hikaye

‘Parish’, ABD ile Aynı Anda TV+’ta

Sonraki Hikaye

Riley Keough ve Lily Gladstone'un Başrollerinde Yer Aldığı Suç Draması 'Under the Bridge'den Yeni Fragman Yayınlandı

En Son Yazılar