Usta polisiyeci Henning Mankell aramızdan ayrılalı ekimde 1 yıl olacak. Dedektif Wallender’in yaratıcısı İsveçli yazarı, Kuzey İrlandalı büyük yönetmen ve oyuncu Kenneth Branagh’ın dostu hakkındaki veda yazısıyla bir kez daha anmak istedik. Soğuk ama iki devin sohbetiyle ısınan bir Kopenhag gecesine gidiyoruz…
Henning Mankell ile son olarak Aralık 2014’te soğuk bir Kopenhag geçesinde görüştük. Limandaki bir otelin restoranında buluştuk. Birbirimizi tanıdığımız yedi yılda onun Wallander kitaplarından 12 bölümlük dizi yapmış, sürekli görüşmüştük.
Onunla konuşmalarımız genellikle, aynı sırayla olmasa da siyaset, deniz, tiyatro ve aile üzerineydi. Çok ciddi bir adamdı, boşa konuşmaz, zamanını dikkatli değerlendirirdi.
İki kişilik özel bir yemek
İlk kez Fårö’de, Henning’in kayınpederi Ingmar Bergman’ın yazlığında görüşmüştük. Üzerinde yazlık kıyafetleri vardı. Arkadaşları ve ailesiyle parlak beyaz bir İsveç gecesinde yemek yedik. Konuşma yapmak için ayağa kalktı. Genelde konuşma yapardı, kutlama yapmayı severdi. Wallander’in İngilizce televizyon uyarlamasının daha başındaydık, memnun ve heyecanlıydı.
Şimdi, 7 sene sonra, İngilizce Wallanderimizin sonuna geliyorduk. Bu durum bizi biraz üzse de ve daha önemlisi; o kanser olsa da bu anı kutlamak istiyordu.
Bana, şatobiryan yerken ona eşlik edip edemeyeceğimi sordu. En az iki kişilik bir yemekti ve ikimiz de daha önce böylesine “aristokrat” bir yemek sipariş etmemiştik. Denemek için heyecanlıydık.
Söylemeye gerek bile yok, şarabın da özel olması gerektiğini düşündük. Henning’in çocuksu heyecanıyla somelliyenin önerilerini dinledik. Bütün bu pahalı alışverişimizden sonra her zamanki gibi kimin ödeyeceğini tartıştık. Geçen onca zaman ve onca yemekten sonra muhtemelen berabereydik fakat şimdi, bu gece kendisinin ödeyeceği konusunda ısrar etti.
“Hayır. Bu benden, Kenneth.”
Babamı saymazsak bana Ken yerine Kenneth diyen bir tek o vardı.
Kanser ve Mankell
Hiçbir şeyi geçiştirmeyen bir adamdı, dolayısıyla hastalığı ve onu nasıl değiştirdiği hakkında da konuştuk. Ne kadar şaşırdığı, öldürücülüğü karşısında nasıl şok olduğu ve ne kadar korktuğu konusunda dürüsttü.
Hastalığın iç yüzünü anlamak konusunda özel bir çaba göstermemişti. Acının ötesinde bir anlayış düzeyine ulaşmamıştı. Günü gününe yaşardı, genellikle mutsuz. Bazen son günüymüş gibi güzel geçirirdi zamanını. Şatobiryan ve şarapla, neden olmasın, gerçekten mutluydu ve onu besleyenlere derin bir minnettarlık duyuyordu.
Tüm bunlarla tek başına başa çıkamayacağı konusunda netti. Eşi Eva, onunla hep saygılı bir tonda konuşurdu, (ona göre) hayatta olmasının tek sebebiydi. Ona minnettarlığı çok yoğun ve etkileyiciydi.
Büyük ve ilham vepisoded_221b bir hayat
Et harikuladeydi, yavaş yavaş yedik. Sessizce… Geniş kadehlerdeki şarabın zevkine vardık ve munis molalarla tadını daha uzun süre çıkardık.
Gelecek projeler hakkında konuştuk. Bu sessiz ortamda ona, yazabilmesinin ne kadar muhteşem bir hediye olduğunu söyleyebileceğimi düşündüm. Değişmesine yardımcı olduğu birçok hayat için teşekkür etmek istedim. Bir sanatçı olduğu, büyük ve ilham vepisoded_221b bir hayat yaşadığı için.
Tatlı yemek yerine otelden çıkıp yürüyüş yapmaya karar verdik, bu muhteşem yemekten sonra temiz hava almak için. Karlar yavaş yavaş limana düşmeye başlasa da Henning tekneleri seyretmek istedi. Benim soğuğa karşı kalın giyinme isteğimle dalga geçti. Çok uzağa yürümedik ama sokakta çok az insan vardı.
İyi geceler Henning
Kısa bir süre sonra geri dönmeyi teklif ettim. “Ben bir süre daha burada kalacağım” yanıtını aldım.
Sarıldık birbirimize, sonra görüşürüz dedik. Wallender bittikten sonra bir kez daha beraber çalışacaktık. Yakında…
Limanın sonunda arkama dönüp baktım. Kar yavaşça omuzlarına düşerken hâlâ denizdeki teknelere bakıyordu. Etrafına bakarken beni gördü. El salladı.
“İyi geceler Kenneth. İki kişilik bir yemek hoştu.”
Öyleydi.
İyi geceler Henning.
Kaynak: https://www.theguardian.com/books/2015/dec/27/henning-mankell-by-kenneth-branagh-observer-obituary