Sokratis ve Kilise Sokağı’nın Sırları

13 dakikalık okuma

     Suphi Varım deyince direk gözümün önüne, elinde muhakkak bir kitap, gözlükleriyle bana bakıp sıcacık gülümseyen biri gelir hep. Çok disiplinli, hatta bıktırırcasına disiplinli çalışırmış Suphi Varım. Bunda örgütlü olmasının da etkisi var elbette. Kahramanı gibi kendisi de İzmir’li olan Varım’ın romanları da 1800’lü yılların sonu ile 1900’lü yılların başında İzmir de geçer. Birçok romanında Emperyalist güçlerin Osmanlı üstündeki hegemonya mücadelesi vardır. Buna bağlı olarak işbirlikçiler, dinbazlar, savaşlardan nemalananlar, ihtilalciler, sosyalistler kurguda yer alır. Siz polisiye okumak için kitabı elinize alırsınız ama Suphi Varım size polisiye yanında tarih, savaşlar, mitoloji, sosyoloji gibi sürprizler yapar. Levanteni, Rumu, Türkü, Ermenisi ve Yahudisi ile Smyrna’da hoşça vakit geçirtirir. Nasıl da güzel anlatır, kendinizi Smyrna sokaklarının kaldırımlarını arşınlarken buluverirsiniz. Bazen hiç dönmek istemezsiniz o güzel Arnavut kaldırımlı sokaklardan.

     Suphi Varım, ‘Thule Büyücüsü’ adlı casusluk romanıyla polisiye edebiyattaki ilk eserini vermesinin ardından, ‘Düello’, ‘Kâbus’ ve ‘Gölge’ romanlarından oluşan ‘Simirna Üçlemesi’ ile üretmeye devam etti. Bunun ardından, Dünya Kitap 2014 En İyi Telif Polisiye Roman Ödülü’ne layık bulunan ve Yunancaya da çevrilen ‘Karalıkta İki Ceset’ adlı romanını, ‘Kızıl Üçleme’ nin ilk iki kitabı olan ‘Simirna Kızılı’ ve ‘Karanlığın Kızıl Geçidi’ eserlerinin ardından ‘Dedektif Çırağı’ adlı bir de gençlik romanı izledi. Ancak Suphi Varım dediğimde benim aklıma ilk ‘Sokratis’ serisi gelir. 19. yüzyılın sonu, 20. yüzyılın başındaki İzmir’de, Rum dedektif Sokratis Eliseos’un maceralarından oluşan serinin dokuzuncu kitabı geçtiğimiz günlerde raflardaki yerini aldı. Elbette ki hemen okunmalıydı.

     Kahramanımız Rum detektif Sokratis Eliseos çok ilginç bir karakterdir. Hem eğlenceli, espritüel, hem de son derece ciddi ve mesafeli. Dine ve din adamlarına karşıdır. Korkusuz, aynı zamanda tutkulu ve sevecendir. Yazar kahramanının adını Yunan düşünür Sokrates’ten esinlenerek koymuş. Yine kendi söylemine göre Dupin ve Holmes karışımı olan dedektifimiz aslında kusursuz bir adam değil. Soruşturması esnasında hatalar yapar, yanlış kararlar da verir. Nihayetinde sıradan bir insan kendisi. Kaba kuvvetten pek hazzetmez. Silahına çoğu zaman davransa da kullanmayı tercih etmez. Entelektüel biridir, Komünist Manifesto ve Gorki okur. İki arzusu vardır Sokratis’in. Birincisi, polisiye yazarı olmak diğeri de yaşadığı tecrübelerden faydalanarak özel dedektifliğin kuramını yazmaktır. Kadınlara olan nezaketine de hastayımdır. Karşısındaki kadının konumu ne olursa olsun saygıyla yaklaşır. Başkasının saygısızlığına da müsaade etmez.

     Sokratis’in eşi Elenka da kültürlü ve akıllı bir kadındır. Çoğu zaman Sokratis’in gözden kaçırdığı ip uçlarını yakalar. Tüm romanlarda eşine suçları çözmede zekasıyla yardımcı olur. İkisi de çevrelerinde sevilen ve sayılan insanlardır. Çevreleri bu nedenle oldukça geniştir. Suçların aydınlatılmasında bundan oldukça faydalanırlar elbette.

     Dokuzuncu kitap dedim ama henüz tanışmamış olanlar varsa eğer; Sokratis’in Oyunları, Sokratis Ölülerin Peşinde, Sokratis ve Cinler, Sokratis Ölüler Şehrinde, Sokratis ve Siyahlı Kadın, Sokratis ve Yatır, Sokratis ve Kılıç Ustası, Sokratis ve Sisteki Gölgeler serinin önceki kitaplarıdır.

     Kitap bizi 1895 yılının yazına götürüyor. Annesi ile babası sürekli kavga eden küçük bir çocukla tanışıyoruz. Çocuğun bir de kendinden yaşça büyük olan, hayranlık duyduğu bir komşu kızı var. Belki de çocuğun hayatındaki tek güzel anlar, bu kızı gördüğü anlar. Annesi ile babası yine kavgaya tutuşurlar. İri yarı, kaytan bıyıklı babası annesini feci şekilde döver ve en nihayetinde kadını asarak öldürür. Bu vahşete tanık olan çocuğun çığlığını duyan, hayranlık duyduğu genç kız hemen çocuğun yaşadığı eve gelir. Sımsıkı çocuğa sarılır. Eşini öldüren baba ise elindeki bıçağı bileğine saplamış kan kaybından ölmek üzeredir. Lanet olasıca baba öldü mü? Hadi inşallah. Belki de öğreniriz kitabın ilerleyen sayfalarında.

     İlk sayfalarda işlenen cinayetle bizi bağlayan yazarın, kitabı flashback le başlattığını bizi 1915 yılına götürmesiyle anlarız. Yenikale’de İngilizler Türkleri ateş yağmuruna tutmuşken Zaharias Apostolu karşılar bizi. Amcası Panagiotis Apostolu’nun konserve fabrikasında çalışan Zaharias, Afroditi ile yeni evli. Bir de garip bir zaafı var. Eski oyunculardan Vasilissa adındaki bir kadına hayran ve eşi Afroditi’nin sürekli onun kılığına girmesini ister. Afroditi’nin erkek kardeşi Kratos Kazancidis de onlarla yaşıyor. Posta memuru olarak çalışan Kratos tüccarların, zenginlerin yani postaneye gidecek vakit bulamayanların postalarını da evlerinden alır, bu nedenle de herkesçe tanınan ve sevilen bir gençtir. İşten eve döndüğünde kapıda kentin zengin Levantenlerinden Filippo Vasari’yi ablasının uğurladığını görür. Vasari, Kratos’dan yarın evine uğramasını çünkü kendisiyle görüşmek istediği bir konu olduğu söyler.

     Yarınki günün akşamında Afroditi heyecanla kardeşini bekler çünkü iş çıkışı Vasari’nin onunla ne konuştuğunu merak eder. Sokaktan silah sesi duyduğunda, ticaretle uğraşan kocasının öldürüldüğünü düşünen Afroditi yerde kanlar içinde yatan, sırtından vurulmuş kardeşi Kratos’u görür ve dünyası başına yıkılır.

     Sokratis’in olaya dahli ise Amunet Aleksiyu isimli bir kadının Kratos cinayetiyle ilgili görüşmek için Sokratis’i davetiyle olur. İskenderiyeli bu kadın Kratos’u pek sevdiğini, rahmetli kocası ve kendisine çok yardımı olduğunu söyleyerek cinayeti araştırmasını ister. Çünkü polis henüz bir gelişme kaydedememiştir. Sokratis davayı kabul edince Afroditi ile görüşür. Afroditi kardeşinin borsa simsarı olan ve babalarının arkadaşı Kiryos Konstantin’in bazı mektuplarını taşıdığını ve bu mektupların cesedin üzerinde bulunmadığını söyler. Öldürüldüğü akşam ev sahipleri olan ve komisyonculuk yapan Filippo Vasari ile de görüşmeye gittiğini anlatır. Kadın kardeşi hakkında bildiği her şeyi ve daha önce çalıştığı yerlerin bilgisini Sokratis’e verir. Akşam olduğunda Afroditi penceresinin dışında maskeli ve pelerinli iki kişi görür ve kardeşini öldürenlerin şimdi de onun peşinde olduklarını düşünür. Bu maskelileri ilk defa görür ama son görüşü olmayacaktır.

     Sokratis soruşturmasına devam ederken görüştüğü Kiryos’tan kayıp mektupların muhteviyatını öğrenir. Kurbanın en son görüştüğü söylenen Vasari ise kendisine firmasında iş teklifinde bulunduğunu anlatır. Saatlere bakılırsa Vasari ile görüşmesinden sonra kurban Kiryos’a uğrayıp mektupları almıştır. Bu sıralarda ise Afroditi’nin başı kocasıyla derttedir. Zaharias’ın hayran ve aşık olduğu kadın Vasilissa oturdukları evin eski sahibidir ve evde intihar etmiştir. Zaharias ise karısı Afroditi’yi türlü ölüm şekillerini denemeye zorlamaktadır. Çünkü Vasilissa’yı kurtaramamıştır ama karısını kurtarıp bu yükü omuzlarından atacağına inanır. Kitabın başında işlenen korkunç cinayetin bize neden anlatıldığının cevabı tam da buradadır işte. Afroditi ise hem kardeşinin acısıyla, hem kocasının tuhaf ve korkutucu istekleriyle hem de peşindeki maskeli kişiler nedeniyle zor günler geçirmektedir.

     Sokratis soruşturmasını ilerlettikçe karşısına geçmişte işlenen suçlar, ticari çeteler, işbirlikçiler, savaştan nemalananlar hatta bazı loncalar çıkar. Sokratis için de tehlike sinyalleri çalmak üzeredir. Tiyatro sahnelerinden başlayıp karaborsaya kadar uzanan bu uzun ve tehlikeli yolda Sokratis, ince ve kıvrak zekasını konuşturarak suçun sebebini ve suçluyu bulacaktır.

     Sokratis ve Kilise Sokağı’nın Sırları bence güzel bir ‘Katil Kim?’ romanı. Sadece bir muamma okumakla kalmıyor tarihte dönen türlü türlü entrikaya da şahit oluyorsunuz. En sevdiğim kısımlar ise Vasilissa’nın kimliğiyle ortaya çıkan enstantaneler oldu. Hele o son yok mu? Gerçekten beklemediğim şekilde kapandı son sayfa. Merak mı ettiniz? O vakit, zaman makinesi kalkıyor, 1915 yılında Sokratis Eliseos sizi buram buram tarih kokan Smyrna sokaklarına davet ediyor. 

Editör

Türkiye'nin tek polisiye kültür dergisi.

Önceki Hikaye

True Detective Dördüncü Sezon Hazırlıklarına Devam Ediyor

Sonraki Hikaye

Soham Cinayetlerini Odağa Alan Yeni Dizi Maxine Yakında

En Son Yazılar