1996’dan bu yana, 24 sezon boyunca ekranlara gelen İngiliz yapımı Silent Witness, ekranların en uzun soluklu polisiye dizilerinden biri. Bir grup adli patoloji uzmanına ve bu patologların yürüttükleri soruşturmalara odaklanan Silent Witness‘ın 24. sezonu, geçtiğimiz günlerde izleyicilerle buluştu. Biz de Silent Witness oyuncularıyla dizi üzerine keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. Konuklarımız, 2004 yılından bu yana Dr. Nikki Alexander karakterini canlandıran Emilia Fox, 2013’ten bu yana Jack Hodgson karakterini canlandıran David Caves ve diziye yeni katılan Dr. Adam Yuen karakterini canlandıran Jason Wong. Silent Witness‘ı BBC First kanalında izleyebileceğinizi hatırlatalım.
Emilia, David, uzun zamandır Dr. Nikki Alexander ve Jack Hodgson karakterlerini canlandırıyorsunuz. 24. sezon izleyicilerle buluştu. Nasıl hissediyorsunuz?
Emilia: Harika!
David: (Gülüyor) Muhteşem bir duygu. Diziye bayılıyorum, içinde yer almaktan çok mutluyum. Arkadaşlarımı çok seviyorum. Bu dizi için emek veren harika insanlar var, tüm ekip muhteşem. Son 18 ay çok zor geçti, herkes için öyle. Dolayısıyla yeni sezonu hayata geçirmek epey zordu. O nedenle emeği geçen herkesi selamlıyorum. Herkes çok sıkı çalıştı. Yeri geldi güldük, eğlendik. Tabii dizi epey ciddi konuları ele alıyor ama yine de gülmeyi ihmal etmedik. Tüm ekip birbirimizi çok seviyoruz. Diziye dönmek inanılmaz bir keyif. Yani evet, harika hissediyorum.
Emilia: Aktörler olarak ve bir dizide yer alan karakterler olarak, bu kadar tanıdık bir işte yer almak büyük bir lüks. Elbette her bölümde farklı olayların içinde buluyoruz kendimizi ancak karakterleriniz evrim geçirdikçe daha da keyif alıyorsunuz. 24. sezonda bunları görebilirsiniz. Karakterlerin profesyonel yaşamlarını biliyoruz, yeni sezonda artık biraz daha kişisel taraflarını göreceğiz. Örneğin Jack ve ailesini izleyeceksiniz yeni sezonda. Bunun yanı sıra yeni sezonda önceki sezonlarda kullandığımız bazı hikâyeleri tekrar ziyaret edeceğiz. Harika yazarlarımız Dudi Appleton ve Jim Keeble’ın kaleme aldığı “Shadows” bölümü bunlardan biri. Bir okulda gerçekleşen silahlı saldırıyı konu alıyordu. 24. sezonun ilk iki bölümünde, o bölümde izlediğimiz bir karakteri tekrar görüyoruz. Birkaç sene önce Jack’in kardeşiyle tanışmıştık. Jack’in kişisel hayatı da yine odakta olacak. Uzun soluklu bir dizide yer almanın keyfi bu sanırım. Her hafta yeni bir suç vakasını ele alıyoruz ama bunun yanında karakterlerin geçmişlerini de keşfedebilme fırsatı buluyoruz.
Jason, diziye yeni katılan Dr. Adam Yuen karakterini canlandırıyorsun. İzleyiciler senin karakterinden ne beklemeliler?
Jason: Evet, izleyiciler bambaşka bir dinamik bekleyebilirler. Dr. Nikki Alexander ve Jack karakterlerinin belirli bir dinamiği var. Benim karakterim, Dr. Adam Yuen ise kadroya katılıyor ve hayatın doğal akışının biraz aksamasına yol açıyor. Üstlerini tatmin etme ve işini doğru yapma arzusu bu karakteri epey hevesli ve hırslı kılıyor. Bu da farklı gerilimler ve dinamikler yaratıyor hem pozitif hem de negatif anlamda. Dizinin enerjisini bir nebze değiştiriyor diyebiliriz. Dr. Nikki Alexander ve Jack karakterlerinde daha önceki sezonlarda görmediğiniz tepkileri görebilirsiniz. Yani karakterim 24. sezona yeni bir dinamik getiriyor.
Emilia, Nikki karakterini bu suç hikâyeleri için bu kadar önemli kılan nedir sence?
Emilia: Sanırım Nikki her zaman doğru şeyi yapmaya çalışıyor. Ölüler için doğru şeyi yapmaya çalışıyor, adaleti sağlamaya çalışıyor. Sevdiklerini kaybeden insanlar için de olabildiğince çok cevap sunmaya ve onlara huzur vermeye çalışıyor. Bu rolü çok sevdim, çok seviyorum, hâlâ sete koşa koşa gidiyorum. Gizemleri aydınlatmaya, suçları çözmeye bayılıyorum. Kişisel olarak da öyle, bir suçu aydınlatmanın arka planındaki bilim, adli tıp beni büyülüyor. Fakat bunun yanında Nikki’nin diğer karakterlerle kurduğu ilişkiler de ilgimi çekiyor. Nikki’nin zor zamanlar geçiren insanlara karşı takındığı hassas tutuma bayılıyorum. Fakat tabii Nikki’nin pek bir kişisel hayatı olmadığını söyleyebiliriz. Yalnız kurt. Çocuğu yok. İşi, insanlara yardım etmek, hayatının odağı haline gelmiş. 24. sezon başladığında Nikki ve Jack çok sevdikleri, çok yakın oldukları iki insanı kaybettiler, Thomas ve Clarissa. Bu, ben ve David için de epey sarsıcı oldu çünkü bu karakterleri canlandıran Richard ve Liz’in sette yokluğu çok belli oluyordu. Yani evet, karakterlerin hayatlarında keşfedecek çok şey var hem profesyonel hem de kişisel hayatlarında. Bir yandan Nikki’nin kendi hayatımda bana çok iyi bir yoldaş olduğunu hissediyorum. Birlikte çok şey atlattık tüm o yıllar boyunca. Yeni sezonda birçok şey tanıdık olacak elbette ama bunun yanında yeni şeyler de göreceğiz, yeni dinamikler, yeni zorluklar, yeni ilişkiler… Jason’ın karakterinin diziye katılmasıyla oldu bunların bazıları. Bu ikili ilişkilerde daha keşfedecek çok şey var.
David: Buna bir ek yapmak istiyorum. Söylediklerinin hepsi çok doğru. Aslında bence Jack ve Nikki ayrı ayrı epey kusurlu karakterler, herkes gibiler. Fakat birlikteyken bir bütün insan oluşturuyorlar. Ne demek istediğimi anlatabildim umarım. Ying ve Yang gibiler. Düzen ve kaosun birleşimi gibiler.
Emilia: Bu durumda hangimiz kaos, hangimiz düzen? (gülüyor)
David: Eh. (Gülüyor) Sanırım sırayla o roller benimsiyoruz. Bence bu nedenle harika. İlişkinin ilgi çekici olmasının da sebebi bu. İkisi birçok açıdan çok farklı karakterler ama bir o kadar da benzerler. Bu da ikilinin arasında derin bir bağ kuruyor. Karmaşık bir ilişki biçimi bu, öyle değil mi? Ama zaten ilişkiler böyledir. Zamanla değişirler. Yeni sezonda da bunu göreceğiz, yeniden bağ kurmalarına ve birbirlerine karşı besledikleri sevgiye, saygıya, hayranlığa şahit olacağız.
Peki, yeni sezonda bizi ne gibi değişiklikler bekliyor? Özellikle de sizin karakterleriniz özelinde Emilia ve David.
David: Her şey değişiyor. Hiçbir şey aynı kalmıyor. Bu binada tek başlarına kaldılar. Her şey çok sessiz ve boş hissettiriyor. O nedenle başlarda biraz tuhaf bir durum sözkonusu. Melankolik. Geçmişe duyulan özlem. Ancak kendinizi buna bırakamazsınız. Ne olduysa arkanızda bırakmalı ve hayatınıza devam etmelisiniz. Nikki ve Jack bunu bir an önce yapmalı çünkü hayat onları bekliyor. Ölüm onları bekliyor. Bir an önce işe koyulmalılar çünkü yapılacak çok şey var. Önceki sezonlardan gelen bu dinamik gerçekten keyifli. Evet, üzücü bir yerdeler, yas halindeler, yeni bir sezon için güçlü bir başlangıç. Ama sonrasında hayat araya giriyor. Kemerlerini takıp devam etmeliler.
Emilia: Jason da tam olarak burada yeni bir enerjiyle giriş yapıyor. (Gülüyor)
Jason: Evet, çok eğlenceliydi gerçekten.
David: İşleri öyle bir karıştırdı ki… Kendi halimizde yuvarlanıp gidiyorduk. Rahattık. Sonra Jason geldi. (Gülüyor)
Jason: (Gülüyor) Kadroya katılmak gerçekten çok eğlenceliydi. Karakterim bilmediği bir evrene girdi elbette. Ortamı koklayamıyor, direkt olaya giriyor. “Bunu yapılmasını ve hemen yapılmasını istiyorum,” diyor. İnsanların enerjilerini okuyamıyor. Emilia ve Jack bana gerçekten çok yardımcı oldu.
Emilia: Tüm o tıbbi zorluklara beraber meydan okuduk. Otopsiler yaptık. Bir sınava tabi tutulmak gibi bir duygu. Bu sınavı Jason’la paylaştık.
Jason: Emilia tam bir yıldız öğrenci. İşin içinde olunca her şey çok farklı. Emilia ve David birer profesyonel haline gelmişler. Hey şeyi çok hızlı öğreniyorlar. Önceki röportajlarda Emilia ve David’den neler öğrendiğimi sormuşlardı. Emilia’dan karmaşık kelimeleri ve bir bedene nasıl bakılması gerektiğini öğrendim. Otopsi masasındaki cesede öylece bakıyorsunuz gibi geliyor ama öyle değil. Emilia öyle yapmıyor. İnceleyerek, sorgulayarak bakıyor. Bunların hepsini çaldım ondan. (Gülüyor) David kanıtları incelerken onları alıyor, bakıyor, kameraya tutuyor. İkisinin de kullandığı böyle ufak sırları var. Bunları oyunculuk okulunda öğrenemezsiniz. İş üstünde öğrenmeniz gerekiyor. O nedenle bu insanları izlemelisiniz. Ben de onların tecrübelerinden öğrendim. Yeni şeyleri de hızla kapmam gerekiyordu. Daha önce kullandıkları her şeyi bilmem gerekiyordu. Önceki sezonların da tümünü izledim o yüzden. Epey çalıştım, çok tatmin ediciydi benim için.
Emilia: Jason’ın aramıza katılmasına gerçekten çok sevindik. Bunun bir nedeni de bize lezzetli yiyecekler getirmesiydi. (Gülüyor) Elinde çikolatalarla geliyordu, tüm günümüzü kurtarıyordu.
Silent Witness, polisiye bir dizisi. Adli tıp epey önemli bir noktada. Bu alanda her geçen gün yeni bir gelişme oluyor. Senaristler bu gelişmeleri senaryoya yedirmek konusunda epey ustalar fakat sizin için nasıl bir zorluğu var bunun? Tüm o gelişmeleri sindirmek ve ekrana aktarmak için bir sisteminiz var mı?
David: Tüm bu gelişmelerle ilgili uzmanlarla uzun uzun oturup konuşmak için yeterli vaktimiz yok. Çok hızlı bir şekilde kapmanız gerekiyor. Evet, patoloji sahnelerinde her zaman bir uzmanımız oluyor. Benim sahnelerimde, adli bilim sahnelerinde de uzmanlarımız oluyor çünkü o kadar çok alet var ki ve bu aletler de sürekli değişiyor ve güncelleniyor. Bir cihaz var örneğin, nerede olursa olsun kan izleri varsa tespit edebiliyor. Epey büyük ve karmaşık bir alet. Nasıl çalıştığını öğrenmek için sadece beş dakikam vardı. Dikkatinizi vermeniz gerekiyor. Sınırlı süre içinde hızla öğrenmeniz gerekiyor. Çok az zamanınız var ve bu az zaman bile çok önemli.
Emilia: Adli tıp çok ilerledi, her geçen gün daha da gelişiyor. Yazarlar için de zor bir durum bu. Hızlı gelişen bir bilim ve buradan hikâyeler çıkarmanız gerekiyor. Bir bot izinden ya da Jack’in üzerinde çalıştığı tüm o şeylerden birçok çıkarımda bulunabilirsiniz. Yazarlar da bir yandan gizemi korumaya çalışırken bir yandan da adli bilimlere yönelik eklemeler yapıyorlar hikâyeye.
David: Teknoloji çok hızlı değişiyor ve gelişiyor. Ayak uydurmak epey zor. Kendi hayatlarımızda bile böyle bu. Bu telefonlara sahibiz ve yapabildiklerinin yarısı hakkında bile bir fikrimiz yok, en azından benim yok. Her sene bir yenisi çıkıyor, öncekinden daha üstün bir versiyon. İnanılmaz bir hız bu.
Emilia: Dizinin patoloji kısmıyla ilgili en sevdiğim şeylerden biri de bu sanırım. Cevaplar hâlâ o bedende gizli. Tüm kanıtlar, DNA, her şey orada. Gerçek otopsileri izlediğimde de bunu anlamıştım. Bedenin her bir noktasını titizlikle inceliyorsunuz. Ölüm nedenini, ipuçlarını arıyorsunuz. Amacınız bu. Hatta bir insanın hayatının son 10 dakikasının haritasını çıkarabiliyorsunuz. Adli tıp burada devreye giriyor. Patolojinin ana yapısı bu ve bunun çok değiştiğini söyleyemeyiz. Ama her geçen gün inanılmaz gelişmeler oluyor.
Jason: Yüz tanıma teknolojisinden mobil teknolojiye, DNA’ya, sabit verilere… Dünyanın herhangi bir yerindeki veritabanına ulaşabilirsiniz. Bir DNA örneğiyle akrabalarınızı bulabilirsiniz. Bizim de 24. sezonda işlediğimiz konular bunlar. Ama bir aktör olarak en zorlandığım şeylerden biri neşter kullanmaktı. Nihayetinde öğrendim tabii ancak zordu. Neşterle kesiyorsunuz, kamera sizi izliyor…
David: Kesinlikle. Çok fazla gelişme var. 24. sezon için geçerli olmasa da adli bilimlerin geleceğinde büyük bir tehlike var. Çok yakında DNA’nın çalınıp kopyalanabileceğini göreceğiz. Bu işleri epey karıştıracak.
Basit bir soru sormak istiyorum size. İzleyiciler için bir cinayeti aydınlatmak neden bu kadar ilgi çekici?
David: Gizem. İnsanlar her zaman gizemlere çekilmiş. Bir hikâye yaratmayı seviyoruz. Hikâyeler anlatmayı ve dinlemeyi seviyoruz. Hikâyelerin ne anlama geldiğini çözebilmeyi seviyoruz. Her zaman doğamızda olmuş bu. Bilinmeyene çekiliyoruz. O karakterin yerinde biz olsaydık ne yapardık? Bunu tecrübe etmeyi seviyoruz. Ölüm, hepimizi büyülüyor.
Emilia: Burada bir mesele var, bazen konuşması zor bir mesela bu. İzleyerek keşfediyorsunuz bu meseleyi, bu gizemi. Evlerimizin, koltuklarımızın bize sunduğu güvenli alanda durarak izliyoruz. Bir yandan bir suça kurban giden insanlar da kilit noktada burada. Ölüm hayatları nasıl etkiliyor, cevaplar nasıl bulunuyor? Sevdiklerini kaybedenler için bu ne anlama geliyor? Bu suçu kim işledi, nasıl işledi? Bunlar ilgi çekici aslında. Ancak kurguda da gerçek hayatta da suçları aydınlatmak tamamen kurbanlarla ve geride kalan insanlarla ilgili.
Jason: Keanu Reeves’in bir röportajını izlemiştim. Ölünce bize ne olduğunu sordular. O da şöyle cevapladı: “Bizi sevenler, bizi özler.” Silent Witness‘ın konu ettiği şeylerden biri de bu. Yakınlarını özleyen insanlara odaklanıyoruz. Onları yolculuklarını, acılarını paylaşıyoruz. Bu, hepimizin ilişki kurabileceği bir durum. Özellikle de yakınlarımızı kaybettiğimiz bu son iki yılda.
David: Geride kalan insanlar için çok daha zor değil mi?
Emilia: Kesinlikle. Tabii bir de şöyle bir durum var. Gerçek dünyada da COVID gibi bir gündemimiz oldu. Ölüm etrafımızı sardı. Dizide pandemiye değinip değinmemek konusunda karar vermek zorunda kaldık. Bu meseleden uzak durmaya karar verdik, neredeyse hiç işlemiyoruz. Elbette COVID hepimizi çok etkiledi, adli bilimleri de öyle fakat henüz bitmiş değil. Hâlâ bizimle. O nedenle gelecekteki dizilerde nasıl işleneceği merak konusu.
Jason, senin büyük bir Silent Witness hayranı olduğunu biliyorum. Bu dizide rol alma fırsatı bulan ilk Asyalı karakter olmak nasıl bir duygu?
Jason: Aslında bu soru bana yöneltilene kadar düşünmemiştim bunu hiç ama elbette büyük bir onur. O tecrübeyi Asya kültürüyle aktarmak şahane bir duygu gerçekten. Aile evrensel bir kavram, hepimiz için önemli. Asyalı ebeveynlerin de çocuklarından beklentileri oluyor, biliyorsunuz. Dizide buna da değiniyoruz. Batılı izleyicilere uzak gelebilir biraz bu. Crazy Rich Asians‘ın bu kadar başarılı olmasının sebeplerinden biri de bu. Benim karakterim İngiltere’de olmasına rağmen güçlü bir Asya kimliğine sahip. Asyalı izleyicilerin hoşuna gideceğini düşünüyorum. Ben, karakterin hikâyesini en iyi şekilde anlatabilmek için çabalıyorum. Asyalı ya da değil, fark etmez. Ama tabii Silent Witness gibi bir dizide ilk Asyalı karakter olmak büyük gurur. Sadece İngiltere’deki insanları değil, dünyanın her yerindeki etnik azınlıkları temsil edebilmek önemli benim için.
Samimi cevaplarınız için çok teşekkürler.
Emilia: Biz teşekkür ederiz, çok mutlu oluyoruz sizlerle konuşunca.
David: İzlediğiniz ve burada olduğunuz için çok teşekkürler.
Jason: Okurlarınıza onları sevdiğimizi söyleyin!