Önünüzü ilikleyin ve ayağa kalkın, Lord Tweedsmuir geldi.
‘Ölmeden Önce Okumanız Gereken 1001 Kitap’ listesinde bulunan, casus romanlarının atası ‘Otuz Dokuz Basamak’ İskoç romancı John Buchan’ ın beş Richard Hannay casusluk romanının ilki. İlk olarak Temmuz, Ağustos ve Eylül 1915’te bir seri olarak ortaya çıktı ve aynı yılın Ekim ayında kitap halinde yayınlandı. Roman, birkaç film ve uzun süre devam eden bir sahne oyunu da dahil olmak üzere bir dizi başarılı uyarlamanın temelini oluşturdu. 2003 yılında kitap, BBC’nin İngiltere’nin en sevilen romanlarının bulunduğu ‘The Big Read’ anketinde listelendi. 1915’in çok uzun zaman önce olduğunun farkında mısınız? Bu yüzden bunun kötü bir kitap olduğunu söyleyenlere sakın kulak asmayın. Buchan’ın bu romanı casus türünün bir klasiğidir ve bu tarzın hayranları için mutlaka okunması gereken bir romandır.
Alfred Hitchcock’un ‘Eserlerim üzerinde büyük etkisi vardır’ dediği Buchan Otuz Dokuz Adım’ı, hayatı boyunca onunla birlikte kalan bir hastalık olan duedonum ülseri ile yatakta cebelleşirken yazmış. Buchan’ın oğlu William kitabın adının, yazarın kızının, Buchan’ın iyileşmekte olduğu özel bir bakım evinde merdivenleri saydığı sırada ortaya çıktığını yazdı. “Plaja inen ahşap bir merdiven vardı. Yaklaşık altı yaşında olan ve düzgün saymayı yeni öğrenmiş olan kız kardeşim onları saydı ve neşeyle açıkladı: Otuz dokuz basamak var.” Dedektiflik, casusluk, cinayet, suikast, gerilim…hepsi bir arada. Kitap Birinci Dünya Savaşı’ndan önce İskoçya ve İngiltere’de geçiyor.
Kahramanımız Richard Hannay, yapacak hiçbir şeyi olmayan, kazara bu komplo ve kargaşa dünyasına çekilmiş, sıkılmış bir İskoç. Tüm casus/aksiyon kahramanları gibi, son derece zeki. Hikayenin en sevdiğim kısımları, yeni bir karaktere dönüştüğü zamanlar oldu. Bunu çok hızlı ve sorunsuz bir şekilde yapıyor ve kendini asla gizlemiyor. Farklı bir palto giyiyor ya da yüzünü biraz kirletiyor. James Bond’ dan farklı olarak yüksek teknoloji ürünü aletler kullanmıyor, kadınlar veya araba takipleri falan yok. Kovalamacalar (kırsal kesimde, Hannay çoğunlukla koşuyor veya yürüyor), şifreler ve kodlar var.
Buchan hem kurgusal hem de kurgusal olmayan eserler üretti ve bazı mükemmel korku hikayeleri ve hatta paranormal bir macera romanı olarak tanımlanabilecek şeyler de dahil olmak üzere çeşitli türlerde yazdı. Buchan aynı zamanda başarılı bir politikacıydı ve Kanada Genel Valisi (Lord Tweedsmuir olarak) olarak hayata veda etti.
Hikaye, hayatını altüst eden tehlikeli bir sırra rastlayan Richard Hannay’in etrafında dönüyor. Richard Hannay, Rodezya’ da yaşadıktan sonra Londra’daki evine döner. Bir gece, hayatından endişe ettiğini iddia eden Amerikalı komşusu Hannay’i ziyaret eder. Adam, Avrupa’yı istikrarsızlaştırmak için anarşist bir komployu bilmektedir ve kahramanımıza anlatır. Yunanistan Başbakanı Konstantin Karolides’e, yaklaşan Londra ziyareti sırasında suikast planlandığını söyler. Franklin P. Scudder adlı adam ayrıca öldürülme endişesi yaşadığından kendini ölmüş gösterdiğini de ekler. Scudder, savaşın patlak vermesi için İngilizlerin planlarını çalmaya çalışan ‘Kara Taş’ adlı bir Alman örgütünü takip ettiğini iddia eder. Adamın dürüstlüğüne ikna olan Hannay, Scudder’ın dairesinde saklanmasına izin verir. Adam kendi intiharını öyle güzel ayarlamıştır ki polis hiçbir şeyden şüphelenmez, ancak Hannay, Scudder’ı birkaç gün sonra dairesinde öldürülmüş olarak bulur. Artık komplonun bir parçası olduğunu anlayan Hannay, Scudder’ın şifreli defterini alır ve kendisini sütçü kılığına sokarak dairesinden kaçar. Çünkü Scudder’ı öldüren adamların kendisini de öldüreceklerini adı gibi bilmektedir. Sütçü mü? Sabahları Hannay’a süt getiren bu adam aldığı altın dolayısıyla durumdan gayet mutlu.
Hannay, Londra’dan İskoçya’nın güneybatısındaki Galloway’e giden bir trene biner ve buranın 15 Haziran’a (Scudder tarafından anarşistin komplosuyla ilgili olarak belirtilen tarih) kadar saklanmak için yeterince uzak olduğunu düşünür. Hannay bir çoban kulübesinde konaklar ve bir gazetede polisin İskoçya’da Scudder cinayetinden dolayı kendisini aradığını okur. Doğuya giden bir trene biner ancak izini kaybettirmek için istasyonlar arasında gidip gelir. Hannay, Scudder’ın kod kitabında kullanılan şifreyi kırar. Yakalanmaktan kaçarken Hannay, Scudder tarafından ortaya çıkarılan komplonun tam anlamını da çözer ve başlangıçta bildiği her şeyin aslında kendisine anlatılandan farklı olduğunu anlar. Fakat Scudder’ın defterinde sürekli olarak bahsedilen ‘otu zdokuz basamak’ nedir? Ve sadece bir sivil olan Hannay, İngiliz hükumetini bu şaşırtıcı hikayenin gerçekliğine nasıl ikna edebilir? Yani Hannay avlanırken, avcıya dönüşmek üzeredir.
Sadece işlemediği bir cinayet için polis tarafından değil, aynı zamanda çok fazla şey bildiğin einanan casuslar tarafından da kovalanır. Komik olan şey, Richard Hannay bu kedi ve fare kovalamasını umursamaz, çünkü bundan önceki hayatının hep sıkıcı olduğunu düşünmüştür. Böylece, her iki taraf tarafından yakalanmaktan kaçarken, bu karmaşadan kurtulmanın da bir yolunu aramaya devam eder.
Richard Hannay, büyük kurgusal casus kahramanlarından biri. Hem vatanseverlik hem de maceraya susamışlık dürtüleri tarafından yönlendirilen oldukça titiz ama çok kararlı bir karakter. İçgüdüleri güçlü, eğlenceli ve sağduyulu bir bir adam. Hannay, dört Buchan macerasında daha yeraldı. Hepsini okumaya değer.
Seninle tanıştığıma çok memnunum Lord Tweedsmuir, yeniden görüşmek üzere.