Polisiye Edebiyatın Sınırlarını Zorlamak | Arne Dahl Projesi Üzerine

10 dakikalık okuma

Makale: Kim Toft Hansen – Aalborg Üniversitesi, Danimarka

Çeviren: Fulya Turhan

Jan Arnald, üretken bir İsveçli yazar ve edebiyat eleştirmeni. Arne Dahl mahlasıyla bir dizi uluslararası polisiye romanı kaleme aldı. Kitaplarından bazıları Türkçe de dahil olmak üzere 32 dile çevrilen ve uluslararası suçlarla ilgili hikâyeler kaleme almayı tercih eden Jan Arnald’ın kapsam olarak gerçekten çok uluslu olduğunu söylemek mümkün. Arnald’ın Intercrime serisi Filmlance International tarafından televizyona uyarlandı ve 2011-2015 yılları arasında İsveç ve İngiliz televizyonlarında yayınlandı. Arnald’ın suç öyküleri, Maj Sjöwall ve Per Wahlöö tarafından popüler hale getirilen İsveç’e özgü sosyo-eleştirel anlatı geleneğinden yararlanır. Bu makale, Türk okurlar için Arne Dahl mahlasının arkasındaki gerçek figür olan Jan Arnald’ın ilgi çekici yazarlık projesini tanıtıyor.

Nordic Noir Türüne Hem Yakın Hem Uzak

Uluslararası alanda Arne Dahl romanları Nordic Noir geleneğiyle ilişkilendirilir ancak yazar bazen bu alttürün temel özelliklerinden bazılarına tezat oluşturacak öğeler kullanır. En önemlisi, Intercrime ve OpCop serilerindeki ana karakterlerin genellikle Martin Beck ve Kurt Wallander gibi karakterlerle özdeşleştirilen fiziksel ve psikolojik marazları barındırmamasıdır. Aksine bu proje başından beri, bedensel ve zihinsel olarak toplumun kusurlarıyla doğrudan bağlantısı olmayan, gerçekten etkileşimli ve işbirliğine dayalı bir polis birimi kurmayı amaçlar. Polis memurlarının zihinleri, ustalıklı olay örgüsü ve anlatı gerilimi aracılığıyla inşa edilen konularla ortaya çıkan yaratıcı çağrışımlar bazen neredeyse fantastik bir noktaya ulaşsa da ve romanlar düpedüz özdüşünümsel bir yapıya sahip olsa da işbirlikçi polis gücünün arkasında yatan niyet, işbirliğine dayalı polis faaliyetleri hakkında gerçekçi bir fikri temsil etmeye yönelik doğrudan bir girişimdir.

OpCop serisinde bu fikir bir ideale dönüşür çünkü politik ve prensipli bir düzleme taşınmıştır. İşbirlikçi, uluslararası polis birimi, suçları gerçek anlamda uluslararası yöntemlerle çözer ve böylece genellikle Avrupa soruşturma bürokrasisiyle ilişkilendirilen uyum ve işbirliği eksikliğine alternatif sunar. Intercrime serisinin yaratıcı, mühürlü ve tuhaf kurgusu da romandan önceki yılda karşılaşılan en önemli kültürel konuya her zaman değinmek üzere türün dogmaları tarafından şekillendirilmiştir. Başka bir deyişle Intercrime serisindeki 10 romanın içeriğini tasarlamanın arka planında, baskın bir kültürel fenomeni entegre etme fırsatının açık bırakılması vardır. Örneğin Afterquake (2006) 2005’teki Londra saldırısından sonra Avrupa terörizmini konu eder. Sonuç olarak karşımıza, özdüşünümsel anlatılar yoluyla suç türünün sınırlarını kasıtlı olarak zorlayan bir dizi roman çıkar. Fakat bu anlatılar aynı zamanda İskandinav suç anlatılarının sosyo-kritik damarıyla kurduğu ilişkisini sürdürür.

Özdüşünümsel Polisiye Roman

Jan Arnald sözkonusu olduğunda anlatıların meta katmanları da yazarın yazarlık hakkındaki projesini doğrudan öne çıkarır. Arnald’ın suç yazarlığı Arne Dahl mahlasıyla başladı ve ancak Intercrime serisinin dördüncü romanından sonra projenin arkasındaki gerçek yazarın adı açıklandı. Jan Arnald’ın kimliği yine de Jan Arnald’ın 4’te 3 oranında anagramı olarak kabul edilen bir isimde gizliydi. Ne var ki, artık birbiriyle ilişkili iki yazarın -Arnald ve Dahl- özdüşünümsel tarzı, yazar gerçek adı altında bir Arne Dahl romanı kaleme aldığında (Jan Arnald’ın romanı Intimus) ve Arne Dahl takma adıyla bir Jan Arnald romanı yazdığında (Arne Dahl romanı Eleven) yeni seviyelere taşındı.  

Proje, başından beri yüksek edebiyatla doğrudan ilişkiler kurma girişimiyle ilgiliydi ve Nordic Noir türünün içeriğine daha az bağlıydı. Durum böyle olsa bile Arne Dahl projesi, İsveç suç anlatıları dogmasının içinde kaldı ve ortaya 10 romanlık bir seri çıktı. Yine de Intercrime serisinin son romanının başlığı yani Eleven, suç türünün sınırlarını genişletmeye yönelik bir teşebbüstür. Yani yazar “10 roman” dogmasına karşı son romanına Eleven ismini verir. Romanın İsveççe başlığı, aslında aynı anda hem “on bir” hem de “elfler” anlamına gelen “Elva” adını taşıyor. Yazar bir kez daha belirsizliklerle ve sanatsal özelliklerle oynuyor. Bu da temel olarak Intercrime romanların ana karakterlerinin -polis dedektifleri- Eleven romanında neler olup bittiğini hatırlamadıkları gerçeğiyle destekleniyor.

İki Tür Okura Hitap Eden Polisiye Roman

Bu, Arne Dahl romanlarının iki düzlemde işlediği ve aslında iki tür okura hitap ettiği anlamına gelir. Bir yandan romanları Nordic Noir damarına mensup eğlenceli, şaşırtıcı ve güçlü kurgulanmış suç anlatıları olarak okumak mümkün. Diğer yandan, yazarın eserlerine stratejik olarak dağıttığı edebi, kültürel, entelektüel, pop-kültürel ve felsefi tarihin gizli mücevherlerini açığa çıkararak ve satır aralarını okuyarak daha derin sanatsal ve metinler arası özelliklere erişim sağlayabilirsiniz. Bu özelliklerden bazıları, yalnızca iki ana karakteri konu alarak ve Nordic Noir geleneğine biraz daha bağlı kalarak daha samimi bir anlatı arayan Berger & Blom serisinde yer almaz.

Ancak Intercrime serisindeki güçlü sanatsal stratejiler ve yazar kimlikleriyle oynanan oyun, romanlardan uyarlanan TV dizisinde sıklıkla kullanılan özelliklerden değildir. Dizi daha ziyade eğlenen okur tipine dair bir okuma yapar ve anlatıları sıkı tasarlanmış polisiye öğelerle doğrudan ilişkilendirir. Suç anlatılarına yüksek sanat özelliklerinin aşılanmasını amaçlayan edebi projelerle pek ilgilenmez. Bununla birlikte, dizi, roman serisinin kolektif idealizmini sürdürür ve işbirliğinin çok daha diyalojik bir yorumunu tasvir eder. Ve aynı zamanda polis merkezinin yerel temizlik görevlisi, bu polisiye diziye belirli bir özdüşünüm katmanı ekler. Ancak dizi, bu katmanı minimumda tutarak hem yerel prime time izleyicisine hem de uluslararası Nordic Noir izleyicisine daha geniş bir erişim sağlar.

Türk Okurlar İçin

Bahsi geçen Arne Dahl romanları -küçük parçalar halinde- Doğan Kitap tarafından Türkçede yayımlandı. (Berger&Bloom serisini ise Hep Kitap okurla buluşturdu.)  Ne var ki bu makale, daha geniş bir okur kitlesinin tüm Arne Dahl serisini ve hatta yazarın gerçek adı Jan Arnald altındaki yazarlığını ihlal eden çok daha itinalı bir yazarlık projesine erişebilmesi için romanların daha ileri bir çevirisini teşvik eder. Arne Dahl projesi aslında şunu sorar: “Yazar nedir?” Birinin bu soruyu cevaplayabilme şansına erişebilmesi için daha geniş yazarlığa dair derin bir erişim elde etmeye ihtiyacı vardır.

Bu makalede sunulan araştırma, DETECt – Avrupa Popüler Suç Anlatılarında Kültürlerarası Kimliğin Tespiti – araştırma projesi tarafından finanse edilmiştir (Horizon 2020, 2018-21).

Editör

Türkiye'nin tek polisiye kültür dergisi.

Önceki Hikaye

Neil Gaiman'ın Sandman evreninden "Dead Boy Detectives" dizi oluyor

Sonraki Hikaye

Karin Slaughter uyarlaması 'Will Trent'te Ramón Rodríguez başrolde

En Son Yazılar