Tüm zamanların en çok satan polisiye ustası, İngiliz yazar Agatha Christie’nin unutulmaz eserlerinden biri daha beyazcama uyarlandı. Türkçe’ye “On Küçük Zenci” adıyla çevrilen “And There Were None”, hem kadrosuyla hem de daha yayınlanmadan başlayan hakkındaki tartışmalarla çok konuşulacak gibi…
Agatha Christie’nin klasik polisiyelerinden çok farklı bir eser karşımızda duran. Başta bunu söylemek gerekiyor. Biraz ansiklopedik bilgi vermekte yarar var: Geçmişte verdikleri kararları, hataları ya da ihmalkârlıkları nedeniyle insanların ölümlerine yol açmış 10 kişi, bunu sır olarak saklamaktadır. Bu kişiler, günün birinde Una Nancy Owen adında birinden bir mektup alırlar ve tatil amacıyla Zenci Adası’ndaki gösterişli bir malikaneye davet edilirler. Konuklar, Owen adındaki kişiyle nerede tanıştıklarını bir türlü hatırlayamazlar ama söz konusu daveti ücretsiz bir tatil fırsatı olarak görür ve teklifi kabul ederler. Ancak adaya vardıklarında onları bir sürpriz beklemektedir: Ev sahibi ortalarda yoktur. Adada onları bekleyen karı-koca iki görevli vardır yalnızca. İşin diğer bir ilginç yanı bu çiftin de adanın sahibini hiç görmemiş olmalarıdır.
Dehşet verici bir gerilim
Aynı günün akşamı, akşam yemeğinin ardından misafirler aynı odada sohbet ederken gramafondan bir plak çalmaya başlar ve ev sahibinin sesinden geçmişte neden oldukları ölümlerden dolayı suçlu bulundukları açıklanır. Ortam gerilir, konuklar ertesi gün adadan ayrılmaya karar verir. Ancak o gece başlayan ölümler, adada kaosu ve korkuyu beraberinde getirecektir. Ertesi sabah gelmesi beklenen ve her gün yiyecek ve gerekli şeyleri getirdiği uşak tarafından belirtilen bot ertesi sabah gelmez. Sonraki günler de gelmeyecektir. Misafirler mahsur kalmıştır. Bir yandan zeki katili bulmaya çalışırken, diğer yandan katilin kapanına yakalanmamaya çalışacaklardır.
Konukların birbirlerine hiç güvenmemesi, herkesin birbirinden kuşkulanıp, birbirini suçlamasıyla işler daha da karmaşık ve içinden çıkılmaz bir hal alır. Öyle ki, bu güvensizlik son dakikaya kadar kendini gösterecek ve bir anlamda kendilerini bekleyen sonu hazırlayacaktır. Misafir olarak geldikleri bu adada bir psikopatın kurbanı olduklarını ve birer ava dönüştüklerini anladıklarında çok geç olacaktır.
Kadro derin, yazar kuvvetli
Sam Neill, Miranda Richardson, Charles Dance ve Aidan Turner gibi kalburüstü oyuncu kadrosuyla dikkat çeken BBC yapımı diziyi televizyona Sarah Phelps uyarlamış. Phelps, klasik bir Agatha Christie eseri izlemeyecekleri konusunda seyirciyi uyarıyor öncelikle: “Tahmin ettiğinizden daha karanlık olana hazırlayın kendinizi. Beyninizdemi kırılgan bir noktaya yerleşiyor ve oradan ilerliyor.” Devamla şunları söylüyor Phelps: Şok edici, insanı dehşete sürükleyen ve zalim buldum ilk okuduğumda eseri. İskandinav polisiyelerinde olduğu gibi (The Killing ve The Bridge’den bahsediyor burada spesifik olarak) drama içinde drama barındırıyor. Ölüm, burada bir eğlence aracı.”
Esere sadakat önemli
“And There Were None” için aslına uygun uyarlanmadığı eleştirileri olduğunu da söyleyelim. Kimileriyse “Yine mi Agatha Christie?” diyor.
Daha önce Charles Dickens’ın “Büyük Umutlar”ını televizyona uyarlayan, “Eastenders” dizisinin senaryosunu yazan, bir yanda da kendi polisiye romanını bitirmeye çalışan Sarah Phelps’in içiyse rahat. Yazarın ailesinin de desteğini alan Phelps, çok küçük değişiklikler yapmış kitabı televizyona uyarlarken. Bazı karakterlerin nasıl öldüğü veya cinayetin işlendiği yerleri değiştirmek gibi. Phelps, “Christie’ye sadık kalmalısınız. Çünkü o sizi önemli ahlaki konular hakkında düşünmeye sevk ediyor” diyor.
İlk bölümü BBC’nin 1. kanalında 26 Aralık akşamı yayınlanan “And There Were None”, toplam üç bölümden oluşuyor.
İngiliz Guardian gazetesinden kısaltılarak alınmıştır…