2016 Polisiyelerine Yakından Bir Bakış

/
11 dakikalık okuma

Polisiye edebiyat, son yıllarda tartışmasız şekilde yükselişte Türkiye’de. Ancak halen nitelikli yayınların, yabancı eser çevirilerinin sayısı yeterli değil. En azından 2016’da yurt dışında yayımlanması planlanan polisiye-gerilim-suç kitaplarına baktığımızda görünen bu. Karamsar olmamak lazım ama. Belki birkaçı Türkçe’ye de çevrilir, kim bilir… Çevrilene kadar yeni yılın kitaplarına küçük bir bakış atmaya ne dersiniz?

THE GOOD LIAR (Nicholas Searle)

Eleştirmenler, “The Good Liar”ın (çevrilirse Türkçe’deki ismi ne olur bilmeyiz ama tam karşılığı “İyi Yalancı”) baş kahramanı Roy Courtnay’yi Patricia Highsmith’in “Talented Mr. Ripley”deki (Yetenekli Bay Ripley) baş karakterle kıyaslıyor. Önce bunu söylemek lazım. Roy da Bay Ripley gibi doğuştan yalancıdır. Nicholas Searle’nin bu ilk romanında baş kahramanımız eski bir dolandırıcı olarak karşımıza çıkıyor. Son vurgununu yapıp emekli olmayı planlamaktadır Roy. Kendisi için kolay yem olarak gördüğü dul Betty ile internet üzerinden tanışır. Kısa sürede kadının güvenini kazanıp evine yerleşir. Sonrasında geçmiş ve gelecekte geçen yalanlar, sırlar, ihanetlerle örülü neredeyse bir yüzyıllık yolculuğa tanıklık eder okuyucu. Oyunun sonunda büyük bir hesaplaşma vardır. Hakkında çok az bilgi sahibi olduğumuz İngiliz yazar Searle’nin biyografisinde devlet adına çalıştığı yazıyor. İngiltere ve Yeni Zelanda’da “Kraliçe’nin hizmetinde” geçen 20 küsur yıldan sonra ajanlıktan ayrılıp kendini yazmaya vepisoded_221b Searle’nin ilk romanı ilginç, heyecan verici, düşündürücü ve zihin açıcı olarak nitelendiriliyor… “The Good Liar”, yurt dışında şubat ayında yayımlanacak…

HIGHBRIDGE (Phil Redmond)

“Grange Hill”, “Brookside” ve “Hollyoaks” gibi uzun soluklu dizilerin yazar ve yaratıcısı Phil Redmond’ın kaleme aldığı “Highbridge”, kız kardeşlerinin öldürülmesinden sonra adaleti kendi yöntemleriyle arayan iki kardeşin öyküsü. Joey ve Sean Nolan, sıradan insanlardır. Geleceğe dair umutları vardır ama harekete geçecek güçleri ve niyetleri yoktur. Ta ki kız kardeşleri öldürülünceye kadar. İki kardeş cinayeti aydınlatmak için farklı yollardan harekete geçer. Kimin başarılı olacağı muammadır. Neticede doğruyu yapmak, kanun gözünde her zaman doğru değildir. “Highbridge”, İngiliz yazar Redmond’ın ilk romanı…

TEN DAYS (Gillian Slovo)

Güney Afrika asıllı üretken yazar Gillian Slovo’nun yeni kitabı “Ten Days/10 Gün”, 2011 yılında Londra’da polisin bir siyahı öldürmesiyle başlayan sokak olayları sırasında geçen politika yönü güçlü bir gerilim. Sabaha karşı saat 4. Şafak sökmek üzere. Cathy Mason, ter içinde yatağından kalkar. Londra’nın başka bir yerinde bir mutfakta, İngiltere İçişleri Bakanı Peter Whiteley, parlamentoya gitmeden önce çayının tadını çıkarmaktadır. Yeni emniyet müdürü Joshua Yares ise, işteki ilk gününe başlamadan önce kafasını boşaltmaya çalışmaktadır. Bilmedikleri, hayatlarının kesişeceği ve asla unutamayacakları bir 10 gün yaşayacaklarıdır. “Ten Days”, verilen küçük ama yanlış kararların toplumların geleceğini ve insanların hayatını nasıl mahvettiğine dair çarpıcı bir öykü. Çok izlenen “House of Cards” ile “Homeland” dizileri arasında bir yerlerde, onlara yakın tatta olduğu söyleniyor.

A QUIET LIFE (Natasha Walter)

Sovyet Rusya adına casusluk yapan “Cambridge Beşlisi”nden Donald Maclean’in Amerikalı eşi Melinda Marling’in hayatından esinlenilmiş bir ilk roman “A Quiet Life/Sessiz ya da Sakin Hayat.”

Kocasının 1951’de ortadan kaybolmasından beri Laura Leverett, kızıyla birlikte Cenevre’de yaşamaktadır. Kimse onun sırlarını bilmez. Aslında 1939’dan yani II. Dünya Savaşı’nın başladığı yıldan beri çifte hayat sürmektedir. Soğuk savaş yıllarında geçen bir casusluk öyküsünü anlatan roman, daha çok bir kadının ayakta kalma mücadelesi olarak okunabilir. Kitaın tanıtımındaki şu cümle önemli: Çifte hayat, hayatınızın olmaması demektir. İngiliz eylemci, yazar ve kadın hakları savunucusu Natasha Walter’ın ilk kurgu eseri, haziran ayında kitapçılarda olacak…

THE TRANSMIGRATION OF BODIES (Yuri Herrara)

Pek çoklarına göre son dönemde Meksika’dan çıkan en iyi yazar Yuri Herrera. “Signs Preceding the End of the World” adlı eserinden hemen sonra yazdığı “The Transmigration of Bodies”de 1970 doğumlu yazar, bir kez daha Meksikalı çetelerin dünyasına odaklanıyor. Herrara’nın romanı, ülkesinin içinde olduğu mafya temelli şiddet sarmalına bir başkaldırı niteliğinde. Bu yolda can vepisoded_221blere, hayatları kararanlara da saygı duruşu niteliğinde aynı zamanda. Roman, temmuz ayında raflardaki yerini alacak…

IN THE COLD DARK GROUND (Stuart MacBride)

Stuart MacBride’ın son romanı, yeni bir Logan McRae macerası. Türkçe’de de birkaç eseri yayımlanan İskoç polisiye-gerilim yazarının son kitabı, eleştirmenlere göre bugüne kadar yazdıkları arasında en iyisi. Kahramanımız Logan McRae’nin başı derttedir. Üzerinde çalıştığı kayıp vakası, cinayet soruşturmasına dönüşür. Kayıp kişinin cesedi, ormanda çıplak ve elleri bağlı şekilde bulunmuştur. Olayı araştırmak üzere Aberdeen’den özel bir ekip gelir. Ekibin başında Logan’ın eski şefi Steel vardır. Bu da yetmiyormuş gibi organize suçlar bölümünden yeni bir yönetici yoldadır. Logan, katili bulmaya çalışırken bir yandan da teşkilat içi bir savaşın tam ortasında kalacaktır. Akıllıca kurgulanan, karakterlerin güçlü şekilde belirlendiği, heyecan verici bir Stuart MacBride romanı daha.

FORTY THIEVES (Thomas Perry)

20’nin üzerinde romanıyla çoksatanlar listelerinin gediklilerinden Thomas Perry’nin son eseri “Forty Thieves/40 Hırsız”, acımasız, sert ve kanlı olduğu kadar komik ve eğlenceli bir kitap.

Sid-Ronnie Abel Çifti, Los Angeles Polis Departmanı’ndan ayrılmış dedektiflerdir. Karı-koca, iyi bir şirkette çalışan orta yaşlı bilim insanı James Ballantine’ın öldürülmesi soruşturmasını yürütür. Amaçları polisin ortaya çıkaramadığı gerçekleri bulmaktır. Bu gerçeklerin gizli kalmasını isteyenler vardır ama. Onlar da tetikçi Ed-Nicole Hoyt çiftini tutarlar. Olayın içinde mücevher hırsızı Rus mafyası elemanları da vardır. Abel Çifti, gerçeğe yaklaşırken kendi hayatlarını korumak zorundadır artık.

THE PIGEON TUNNEL: STORIES FROM MY LIFE (John le Carré)

Casus romanlarının büyük ustası John le Carré, ilk kez kurgu edebiyatın dışına çıkıyor. 80 yılı aşan ömrüne ilişkin anılarını anlatıyor eylül ayında çıkacak “Pigeon Tunnel”da romancı.

Otobiyografik romanı “Perfect Spy” ve hakkında yakın zamanda yazılmış biyografide hayatına dair sırları biraz da olsa öğrenmiştik. Demek daha anlatacakları varmış ustanın. Eylül ayında buluşmak üzere…

QUICKSAND (Henning Mankell)

Geçen yıl aramızdan ayrılan İskandinav polisiyesi ustalarından Henning Mankell’in ölmeden önce tamamladığı anıları, şubat ayından itibaren okunabilecek. En azından ingilizcesi olanlar tarafından…

“İnsan olmak ne anlama geliyor?” alt başlığıyla yayımlanacak eserde Mankell, kanser olduğunu öğrendiği günleri ve tedavi süreciyle birlikte sanattan ve dünyanın geleceğinden bahsediyor. Rahat uyu Dedektif Wallander’in babası…

A VERY EXPENSIVE POISON: THE DEFINITIVE
STORY OF THE MURDER OF LİTVİNENKO (
Luke Harding)

İngiliz Guardian gazetesinin eski Moskova temsilcisi Luke Harding’in 2006’daki Litvinenko suikastına odaklandığı kitabı, kabaca “Çok Pahalı Bir Zehir: Litvinenko Cinayetinin Eksiksiz Öyküsü” şeklinde Türkçe’ye çevrilebilir. Kitabın başlığının devamı da var aslında. O kısım da “Rusya’nın Batı Karşısındaki Tehdidi” olarak dilimize uyarlanabilir. Radyoaktif polonyum maddesiyle Londra’da zehirlenen eski Rus istihbaratçı Aleksandr Litvinenko’nun ölümüne ilişkin soruşturma, muhalifi olduğu Putin yönetimi tarafından hasıraltı edilmişti. Bakalım mart ayında çıkacak bu kitap, olaya ilişkin yeni bir şeyler söylüyor mu?

Not: The Guardian, Independent, Telegraph, NY Times ve Amazon.com‘dan derlenmiştir…

Editör

Türkiye'nin tek polisiye kültür dergisi.

Default thumbnail
Önceki Hikaye

Test Deneme

Sonraki Hikaye

Agatha Christie'nin “On Küçük Zenci”si TV'de...

En Son Yazılar