Çoğumuzun hemfikir olduğu üzere 2022 çok zor bir yıldı. Ekonomik kriz, sıradanlaşan şiddet ve suç iklimi, hukuksuzluklar, siyasi krizler… Pek çoğumuz bu boğucu atmosferde kitaplara, filmlere, dizilere, tiyatro oyunlarına, dost sohbetlerine, kültür sanat etkinliklerine sığındık.
221B yazarlarına 2022’de okuduklarını, izlediklerini, ürettiklerini değerlendirmelerini istedik. Elbette 2023’e dair beklentilerini de sorduk…
Konuğumuz, 221B’deki “Dedektifler Ne Dinler?” köşesi ve bilgisayar oyunlarına dair yazıları ilgiyle takip edilen Onur Bayrakçeken…
2022, bir yazar olarak nasıl geçti sizin için? Neler yaptınız, nelerle meşgul oldunuz?
Ne öyle ahım şahım verimli ne de verimsiz bir yıldı. Önceki sene devingen gömüt adında bir şiir kitabı çıkarmıştım ve onun yorgunluğunu halen üzerimden atabilmiş değilim galiba. Epeydir şiir yazamadım. Bununla beraber, 221B ve Episode için yazdığım yazılar beni diri tuttu diyebilirim.
Mehmet Ali Güller’in yayına hazırladığı Ukrayna: Tarih Yapan Savaş (Kırmızı Kedi Yayınevi) kitabına “Rusya-Ukrayna Savaşı ve Kültürel Pogrom” yazımla katkıda bulundum. Bu yazının biraz daha farklı bir halini daha önce Plak Mecmuası‘nda yayımlamıştım. İngilizce versiyonunu da kendi blog’um Pasha’s Crate‘te paylaştım.
Şimdilerde bir çocuk kitabı üzerine çalışıyorum; tatlı bir polisiye olacak (umarım).
2022’de bir okur olarak en sevdiğiniz yerli ve çeviri kitaplar hangileri oldu?
Bu yıl çıkmış kitaplarla pek ilgilenmedim. Türk edebiyatından sadece İhsan Oktay Anar’ın Tiamat‘ını okudum. Onu da doğrusu pek beğenmedim.
Bu yıl raflara çıkan çeviri kitaplar arasında ise Andrea Camilleri’nin üçüncü Komiser Montalbano romanı Yemek Hırsızı‘nı sevdim. Bu şahane seri, geç de olsa Mylos Kitap sayesinde Türkçeyle buluşuyor; az biraz polisiyeye meraklı herkes göz atmalı. Serinin dördüncü romanı da çıktı ama ben henüz okuyamadım.
Geçen yılın sonlarında Ahmet Büke’nin ilk romanı Deli İbram Divanı çıkmıştı. Onu bu yaz okuma fırsatı buldum ve gerçekten çok beğendim. Türk edebiyatında epeydir böyle iyi bir toplumcu roman yazılmamıştı herhalde.
Bu yıl, benim için atladığım kimi klasikleri de okumakla geçti. Charles Dickens’ın İki Şehrin Hikâyesi de bunlardan biriydi ve muazzam etkilendim. Bugün biri bana en sevdiğim beş romanı sorsa cevaplarım arasında kesinlikle İki Şehrin Hikâyesi de olur. İtalyan tarihçi Fabio L. Grassi’nin Atatürk biyografisi de bu yıl okuduğum kitaplar arasında en beğendiklerimden oldu.
2022’de izlediğiniz ve önermek istediğiniz dizi ve filmler nelerdir?
Bu yıl mucivezi bir olay gerçekleşti ve Netflix iyi bir film yaptı: Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok. 1938 tarihli kült uyarlamayı da izlemiş biri olarak, bunun ondan aşağı kalır yanı olmadığını düşünüyorum. Bu yıl çıkanlar arasında, elbette izlediklerimden, en sevdiğim film sanırım oydu. Bir de David Cronenberg’in Crimes of the Future filmi…
The Tinder Swindler belgeselini annemle izledik, çok eğlendik. Chloe Okuno’nun Watcher filmi ise beklentimi aştı. Öneririm.
Yine de 2021 çok daha iyi bir sinema senesiydi bence. O yıl çıkan iyi filmlerin çoğunu da 2022 yazında izledim ve bu yüzden ikisinin ismini anmak istiyorum: The Last Duel, harikaydı. Bir de hemen her Sorrentino filmi gibi, Tanrı’nın Eli‘ni de sevdim.
Bu yıl çıkan hiçbir diziden ise etkilenmedim. Inside Man potansiyel vaat ediyordu ama eh işte…
2023 için projeleriniz nelerdir?
Üzerinde çalıştığım çocuk kitabını bitirmek, birinci önceliğim. Sonra hemen bir başka kitap projesine girişeceğim, eğlenceli bir şey… Üşengeçliğim tutmazsa yıl sonuna kadar onu da tamamlamayı umuyorum.
Son yıllarda okuduğunuz/izlediğiniz polisiye işler arasında 221B okurları da mutlaka bu esere zaman ayırmalı diye düşündükleriniz hangi eserler olur?
New Orleans Cinayetleri, Camilleri’nin Komiser Montalbano serisi ve İngilizceniz varsa Grace F. Edwards’ın Mali Anderson romanları.
2023’e dair 221B okurları için dileklerinizi, beklentilerinizi öğrenmek isteriz…
Daha fazla eşitlik, daha fazla özgürlük, daha fazla kardeşlik… Bir de daha fazla 221B! 🙂