BBC yapımı “Sherlock” dizisi, yılbaşı özel bölümüyle tüm dünyada milyonları ekran başına topladı, malumunuz. 2017’ye kadar mahrum kalacağımız için buruktu içimiz ama. Üzülmeye mahal yok; yazarı bile ortadan kaldıramadı onu. Sherlock, yüzyılı aşkın süredir yanımızda. O ölümsüz bir kahraman ne de olsa…
Sene 1893. Sir Arthur Conan Doyle, “The Final Problem/Son Sorun” adlı eserinde kahramanı Sherlock Holmes’un biletini kesiyordu. İki yıl önce gönderdiği mektupta “Holmes’u öldürmeyi düşünüyorum. Hikâye bitsin istiyorum. Aklımı daha iyi şeylerden çeliyor” diye yazacaktı annesine. Annesi şöyle şöyle karşılık verdi: “Sana nasıl uyuyorsa öyle yap ama insanlar bunu pek hoş karşılamayacaktır.” Daha “önemli” eserlere öncelik vermek istiyordu Doyle. Ama annesi haklı çıkacaktı.
İsyan var
O macerada dedektifimiz Holmes, ezeli düşmanı Profesör Moriarty ile bir şelaleden düşüyor ve ortadan kayboluyordu. Öykü, 1893’ün aralık ayında “The Strand” dergisinde yayımlandıktan sonra kelimenin tam anlamıyla isyan çıktı. Daha önce görülmemiş bir şeydi bu. Holmes hayranları protesto gösterileri düzenledi, 20 bini aşkın kişi, dergi aboneliğini iptal etti (dergi, Holmes öyküleri sayesinde 500 bin tirajı aşmıştı), İngiltere sokaklarında Holmes şapkalı, siyah pelerinli insanlar türedi.
Günümüz dünyası için gayet normal bu tepkiler, öyle değil mi? Bunun 100 küsur yıl önce olduğunu unutmayın ama. Daha önce görülmemiş bir hareket…
Hayranların fendi…
Sonuç; Holmes hayranlarının fendi, Sir Arthur Conan Doyle’u yendi. Hemen değil ama sekiz yıl sonra. Doyle, önce 1901’de yayımlanan “The Hound of the Baskervilles/Baskerviller’in Köpeği”nde
Holmes’ün ölümü öncesine gitti. İki yıl sonra yayımlanan “The Adventure of the Empty House/Boş Ev”de ise bir adım daha ileri giderek Holmes’ün ölmediğini, sadece Profesör Moriarty’nin can verdiğini yazdı. Holmes, diğer tehlikeli düşmanlarından kurtulabilmek için kendini ölmüş gibi göstermişti.
Bundan sonra pek çok Sherlock Holmes macerası daha yazacaktı Sir Arthur Conan Doyle. 1887 yılında yayımlanan “A Study in Scarlet/Kızıl Dosya” adlı novellada ilk kez görünen Sherlock Holmes karakterinin son macerası, 1927’de yayımlandı. Toplamda 56 öykü ve 4 romanda yer alıyordu.
Çılgınlık boyutunda
“Holmesmania”, bugün geçmişten çok daha ileri boyutta. Bunu, 1960’ların sonunda Britanya’nın dünyaya armağan ettiği bir başka fenomen The Beatles ile kıyaslayanlar bile var.
BBC yapımı “Sherlock” dizisi, yılbaşı özel bölümüyle milyonları ekran başına topladı. Bunda diziden 2017’ye kadar mahrum kalacak olmamızın etkisi mutlaka vardı ama seri başladığından beri tüm dünyada hayranlarının hem diziye, hem de oyunculara yönelik tutkusu dizginlenemez durumda.
Aynı zamanda Shorleck Holmes’in kardeşi Mycroft’u canlandıran, dizinin yaratıcılarından Mark Gatiss, eserin bu kadar sevilmesini, karakterlerin yetkinliğine ve zamanın ötesinde olmalarına bağlıyor. Holmes maceraları ve karakterlerinin öncü ve benzersiz olmasını da vurguluyor Gatiss: “İnsanlar, Sherlock ve Doctor Watson arasındaki zıtlıkları seviyor. Agatha Christie de aynısını uyguladı. Müfettiş Hercule Poirot’un karşısına Yüzbaşı Hastings’i koydu. Bu evrensel bir model. Sanırım bu yüzden de sonsuza kadar sevilecek.”
Dedektiflik öykülerine ve tabii ki Sherlock Holmes ve Victoria dönemi maceralarına olan ilgimiz, daha da artacak gibi görünüyor. Sherlock Holmes öykü ve romanları, halen “İncil”, “Kuran”, “Harry Potter” ve “Grinin Elli Tonu” gibi kitaplarla birlikte en çok satanlar arasında. Yolunuz Londra’ya düşerse 221 Baker Sokağı’ndaki Sherlock Holmes Müzesini gezebilir, Sherlock Holmes publarından birinde içkinizi yudumlayabilirsiniz.
Şöyle bitirmek güzel olur sanırız: Sherlock Holmes’u bir uçurumdan itip öldüremezsiniz. Her zaman geri dönecektir. .
Not: The Independent gazetesinden derlenmiştir…