ayhan kudat

Ayhan Kudat’tan Bir İlk Roman: “Esrarengiz”

/
7 dakikalık okuma

Yıllarını televizyona veren Ayhan Kudat’ın Kanal D’den koparılmasından sonraki süreçte yazdığı Esrarengiz, yakın zamanda Kuzey Işığı Yayınları etiketiyle raflardaki yerini aldı. Sürükleyici ve yetkin bir ilk roman Esrarengiz… Kadın cinayetlerinden arazi ve uyuşturucu mafyasına uzanan geniş bir perspektife sahip polisiyeyi yazarına sorduk…

Kayhan, gececi genç bir gazetecidir. En büyük arzusu, platonik aşkı Aylin’e açılabilmektir. Bir cumartesi günü Ortaköy’e gittiğinde bar çıkışında semtten bir gencin vurulduğunu öğrenir. İkinci Şube’de görevli komiser arkadaşı Coşkun’dan konuyla ilgili bilgi ister. Vurulma olayından 1 gün sonra arkadaşı Namık ortadan kaybolur, bir diğer arkadaşı Orhan da trafik kazası geçirir. Bu, kazadan ziyade bir cinayet teşebbüsüdür. Gözler, geçmişi karanlık seyyar köfteci Bahtiyar’a yönelir. Kısa bir süre sonra o da ortadan kaybolacaktır…

Ayhan Kudat’ın ilk romanı Esrarengiz‘in genel çerçevesini böyle çizebiliriz. Bir de kendisinden dinleyelim istedik. Ayhan Kudat, Esrarengiz‘i anlatıyor…

“Esrarengiz”i yazmaya ne zaman karar verdiniz?

Aslında kitabın temeli, 2005 yılında CNN Türk’te çalıştığım dönemde atıldı. Hemen her gazetecinin veya basın kuruluşlarında çalışanların yaptığı gibi ben de ufak ufak yazardım. 1 hafta veya 1 ay sonra açıp okuduğumda “Boş ver, yazma sen en iyisi,” der ve beğenmezdim ama silmez, saklardım yazdıklarımı. Hayattan kesitlerdi bunlar, yaşanmışlıklardı… Hep emekli olduğumda yazdıklarımı elden geçirip kitap haline dönüştürme hayalim vardı ama kimseyle paylaşmazdım bunu.

esrarengizEmekli oldunuz mu peki?

Hayır, emekli olmadım henüz. İnzivaya çekildim diyelim. Yedekte bekliyorum, ara ara hoca oyuna sokmak istiyor ama çeşitli sakatlık bahaneleri bulup oyuna girmek istemiyorum.

En son Kanal D Haber’deydiniz…

Kanal D Haber’in hem görsel yönetmeni hem de sorumlu müdürüydüm. Kanalın el değiştirmesinden sonra olumsuzluklar yaşadık. Yarım saat içinde omuz omuza çalıştığım arkadaşlarım işsiz kaldı. Arkadaşlarım gönderildiğinde bir yönetici olarak kendimi yalnız hissettim. “Haydi, senin için tam fırsatı,” deyip 1 hafta sonra da ben ayrıldım.

Sonra yazdıklarımı toplayayım mı dediniz?

Alışık değilim tabii çalışmamaya, önce ne yapacağımı şaşırdım. Sonra, “Haydi daha fazla bekleme,” dedim ve tatile bile çıkmadan oturup yazdıklarımı gözden geçirmeye başladım. Bazen sabaha kadar yazarak 5-6 ayda Esrarengiz‘i tamamladım.

Önce kime okuttunuz yazdıklarınızı?

Türkiye’den ayrılıp Hollanda’da yerleşen felsefe öğretmeni bir arkadaşım var, ona gönderdim. Ne söyleyeceğini, nasıl eleştiri alacağımı çok merak ediyordum. 1 hafta sonra aradı ve şunu söyledi arkadaşım: “Çok beğendim. Sürükleyici ve etkili olmuş, hiç bekleme…” Tabii çok mutlu oldum ama daha fazla görüş almam gerekiyordu. Marmara Üniversitesi’nden bir hocama gönderdim. O da aynı tepkiyi verince süreç, kitabı basacak yayınevi aramaya evrildi.

ayhan kudat esrarengiz“Yazma süreci çok zorluydu”

Zor bir süreç miydi sizin için?

Hem de nasıl, anlatamam. Aldığım olumlu tepkilerin heyecanıyla büyük iki yayınevine gönderdim, hatta birinin genel yayın yönetmeni de arkadaşım. 1 ay geçmesine rağmen kapı duvardı. Biraz umutsuzluğa kapıldım, eski heyecanım kalmadı. Onlar da haklı tabii. “Tanınmamış bir isim satar mı, yatırımın karşılığını alabilir miyiz?” soruları onlar için çok önemli. Sonuçta onlar bir işletmeyi yönetiyor ve ilk hedef, kâr elde etmek.

Enseyi karartmadık tabii. Yine bir arkadaşımın tavsiyesiyle üç yayınevine daha gönderdim. Üçü de kabul etti, ben Kuzey Işığı Yayınları’nda karar kıldım. Genel yayın yönetmeni Mustafa Bey’le elektriğimiz tuttu…

ayhan kudatKitabın ismine nasıl karar verdiniz?

İki isim daha belirlemiştim aslında ama…

“Esrarengiz” hangi adı eleyip öne geçti?

Benim daha sıcak baktığım Nisan’da Kâbus‘u eledi.

“Esrarengiz”i okuyan arkadaşlarınızın tepkileri nasıl?

Genelde olumlu dönüşler aldım. Acaba beni kırmamak için mi söylemek istemiyorlar diye düşünmüyor değilim ama romanın karakterlerinden olan arkadaşımın bir gecede okuyup bir iki yerde, “Ben olsam şöyle yazardım,” dediği oldu mesela. Benim basıldıktan sonra alıp okuduğumda “Şurayı söyle yazsaydım daha iyi olurmuş,” dediğim cümleler de var…

Sizi en çok etkileyen yazar ve kitapları hangileri?

Anna Kavan’ın Buz‘u, Sabahattin Ali’nin Kürk Mantolu Madonna‘sı, George Simenon’un Kiralık Oda‘sı, Ahmet Ümit’in Sis ve Gece‘si, George Orwell’in 1984‘ü, Orhan Pamuk’tan Masumiyet Müzesi

Yazar hakkında

İstanbul’da dünyaya geldi. Lisans eğitimini sosyoloji, yüksek lisansını radyo ve televizyon alanında tamamladı. 1992-1999 yılları arasında çeşitli televizyon ve reklam ajanslarında çalıştı. Bu 7 senede dört klip, iki de reklam filmi çekti. 1999 yılında haber yapım yönetmeni olarak CNN Türk’te çalışmaya başladı. 2009 yılında Kanal D Haber ailesine katıldı. Mayıs 2018’de kurumun el değiştirmesinden dolayı görevinden ayrıldı.

Editör

Türkiye'nin ilk ve tek polisiye kültür dergisi.

polisiye roman
Önceki Hikaye

Yeni Çıkanlar: Yerli ve Çeviri Polisiye Romanlar

221b 19. sayı
Sonraki Hikaye

Gerçek Cinayetlerin Peşinde: 221B'nin 19. Sayısı Raflarda

En Son Yazılar