Amazon’un her yıl dünya çapında gerçekleştirdiği ve iki gün boyunca Prime üyelerine özel müthiş indirimler ve fırsatlar sunduğu Amazon Prime Day, dün (21 Haziran) başladı ve bugün de devam ediyor. Prime üyeleri bu iki güne özel indirimlerden faydalanırken aynı zamanda üyelikleri boyunca Prime Video ile aralarında Amazon Originals yapımı popüler ve ödüllü film ve dizilerin de bulunduğu geniş bir seçkinin de keyfini çıkarmaya devam edecek.
Henüz Prime üyesi değilseniz www.amazon.com.tr/primeday adresinden 30 günlük ücretsiz deneme sürecini başlatarak Prime Video’dan ve Prime Day fırsatlarından yararlanabilirsiniz.
Prime Day’in son gününde biz de sizler için Amazon Prime Video’da izleyebileceğiniz casusluk yapımlarından öne çıkanları derledik.
El Candidato (2020)
Özgün Sherlock Holmes uyarlamalarından Elementary dizisinin de yaratıcı yapımcılarından olan Peter Blake imzasını taşıyan El Candidato, tempolu bir casusiye. Günümüz Meksikasındaki kartelleri merkeze alan dizi, Narcos gibi serileri sevenlerin kesinlikle gözden kaçırmaması gereken bir yapım. Üstelik bu kez, hikâyedeki anlatım sadece kartellerin işleyişiyle ilgili değil, sınırötesi çalışan casusları ve yerel siyasileri de anlatıyor.
CIA’de çalışan Meksika kökenli analist Isabel Alfaro, Meksika’daki Guerrero kartelini çökertebilmek için sahada çalışmaya Meksiko’ya gönderilir. Burada deneyimli ajan Wayne Addisson ile birlikte çalışmak zorundadır. Wayne, Meksiko biriminin başındaki isimlerden, deneyimli olduğu kadar umutsuz ve yorgun bir ajandır. Isabel ise göreve henüz başlamış, genç, dinamik ve ilgilendiği dosyaların sonuna kadar gitmek isteyen hevesli bir ajan. Başlarda yöntemsel olarak da pek anlaşamayan bu iki ajan, zamanla elbette birbirlerinin yöntemlerine ve karakterlerine alışır.
Guerrero kartelinin başındaki acımasız bir katil olan Rafael Bautista’nın peşine düşerler. Fakat dizi, bu iki ajan ve kartelin başındaki Rafael’den daha ilginç bir karakterle de hikâyesini derinleştiriyor: Meksiko’nun yeni belediye başkanı ve Isabel’in de eski sevgilisi olan Eduardo “Lalo” Yzaguirre. Onlarca CIA ajanı arasından genç Isabel’in bu görev için Meksiko’ya gelmesinin bir nedeni de zaten Lalo’nun eski sevgilisi olması ve onun hayatına tekrar sızabilme ihtimali. Lalo çocukken, babasının bir mitingde öldürüldüğüne şahit olmuştur. Üniversitedeyken sanatçı olan bu etkileyici adam, Isabel’den ayrıldıktan sonra kendine siyasi bir kariyer planlar ve artık bir belediye başkanıdır. Dizi boyunca izleyiciler olarak Lalo’nun geçmişinin, bugünkü siyasi kariyerinin ve kartellerle bağının olup olmadığının da peşine düşüyoruz.
El Candidato özellikle casusiye, devlet-mafya ilişkilenmelerine dair yapımlar sevenler için ideal ve farklı bir dizi.
Jack Ryan
Hırslı ve başarılı bir CIA analisti olan Jack Ryan’ın maceralarını anlatan Amazon Orijinal yapımı dizi, yazar Tom Clancy’nin Ryanverse diye anılan kurgusal evreninden uyarlama.
Dizinin 2018’deki ilk sezonunda Jack Ryan, köktendinci İslami bir grubun para transferlerini araştırırken ABD’ye yönelik bir terör saldırısı hazırlığı olduğunu keşfediyor ve kendisini bir anda olayların içinde buluyor. Bu sezon hikâyenin yolu bir ara Türkiye’ye de düşüyor. Dizinin ikinci sezonunda ise Jack Ryan’ı Venezüela’da, Venezüela’nın Amerika’ya karşı planladığı bir saldırıyı önlemeye çalışırken görüyoruz.
Daha önce dört defa sinemaya da uyarlanan ve Alec Baldwin, Ben Affleck, Harrison Ford ve Chris Pine tarafından canlandırılan Jack Ryan karakterini bu defa John Krasinski canlandırıyor. Krasinski, dizinin yürütücü yapımcılığını da Michael Bay, Mace Neufeld ve Carlton Cuse ile birlikte üstleniyor. Cuse aynı zamanda Graham Roland ile beraber dizinin iki yazarından biri.
Müttefik (2016)
Senaryosunu Peaky Blinders dizisinde de imzası olan Steven Knight’ın yazdığı, yönetmenliğini ise Forrest Gump, Geleceğe Dönüş gibi kült filmlerin ödüllü ismi Robert Zemeckis’in yaptığı Müttefik filmi 2016’da gösterime girmişti. Başrollerini Brad Pitt ve Marion Cotillard’ın paylaştığı yapım, 1942’de Casablanca’da başlıyor. Kanadalı bir istihbarat subayı olan Max Vatan (Brad Pitt) ile Fransız direnişçilerinden Marianne (Marion Cotillard), aynı nedenle Casablanca’dadır: Alman büyükelçisini öldürmek. Özel bir resepsiyona katılırlar ve birtakım nedenlerle burada evliymiş gibi yapmak zorunda kalırlar. Daha sonra birbirlerine âşık olup Londra’ya yerleşirler, bir çocukları olur. Yıllar sonra Max, karısının gerçekte kim olduğunu bilmediğini öğrenir. Marianne gerçekten bir Fransız direnişçi midir, yoksa bir Alman ajanı mı? Bu soruların peşinde epey hızlı bir aksiyonla devam eden film, casuslar, kanma, kandırılma, pişmanlık, vazgeçme kavramları üzerinden ilerliyor.
Özellikle kostüm ve sanat yönetimi açısından etkileyici olan film, 2. Dünya Savaşı sırasında Londra’daki gündelik yaşamı gösterme biçimiyle de öne çıkıyor.
Bourne serisi
2000’lerde yapılan en iyi aksiyon ve casusiye serilerden kabul edilen Bourne üçlemesiyle henüz tanışmadıysanız ya da gösterime girdiği ilk yıllarda izlediyseniz nostalji gecesi yaparak her zorluğu türlü yollarla aşan bir casusa eşlik edebilirsiniz.. Serinin toplamda 5 filmi olsa da serinin en iyileri kabul edilen ilk 3 filmi özellikle önerelim.
Robert Lodlum’un kitaplarından uyarlanan serinin ilk filmi Geçmişi Olmayan Adam’da Jason Bourne karakterinin, infazcı bir ajan olduğunu anlarız, yeni bir infaz görevi daha verilmiştir ancakinfaz etmesi gereken adam, kendisini vurur. Denizin ortasında balıkçılar tarafından bulunan Bourne, bir süre onlarla çalıştıktan sonra Avrupa’ya geçer, peşinde birilerinin olduğunu ve öldürüleceğini anlar, hem onları alt etmesi hem de kim olduğunu çözmesi gerekir.
Serinin ikinci filmi Medusa Darbesi’ndeyse casusların savaşı ve birbirlerini alt etmeye çalışması merkezdedir. Serinin en iyi filmlerinden kabul edilen Son Ültimatom’da ise Bourne, geçmişindeki eksikleri tamamlamak ve intikamını almak için neredeyse tüm Avrupa’yı dolaşır.
Bourne serisi, aksiyon ağırlıklı casusiyeleri sevenler ve yer yer “süper kahramanlaşan” karakterleri izlemekten keyif alanlar için ideal.