Yazı: Anıl Ceren Altunkanat
Bu yazı, 221B Dergi’nin 34. sayısında yayımlanmıştır.
Merhaba! Bundan böyle bu köşede sözü çocuk polisiyelerine vereceğiz. Çocuktan Al Haberi, çocuklar için büyüleyici bir dünyanın perdesini aralayan, onları gizemli okuma serüvenlerine çeken kitaplardan söz eden bir köşe olacak. Yolumuz açık, heyecanımız bol olsun!
Bu köşenin ilk yazısında Sherlock Holmes’e yer vermemek ayıp kaçardı. Bu büyüleyici karakter, zihin açan yöntemleri, yardımcısı ve arkadaşı Doktor Watson’la ilişkisi çoğumuz için polisiyenin görkemli kapısını açmış, bizi içinden çıkmak istemeyeceğimiz bir dünyaya salmıştır.
Bana sorarsanız Sherlock Holmes serisinin büyüleyiciliği öncelikle Sör Arthur Conan Doyle’un eşsiz karakter inşasında yatıyor. İlk öykünün yayımlandığı 1887’den bu yana Holmes kadar nevi şahsına münhasır bir karakter çok sık karşımıza çıkmaz; Holmes her yönüyle polisiyeye damgasını vurmuştur. Gözlem gücü, tümdengelim yöntemi, şüphenin ve merakın hiç dinmediği o akılcılığıyla suça yaklaşımı eşsizdir.
Holmes’e göre insan zihni boş bir çatı katıdır; toza, kire, gereksiz ıvır zıvıra terk edilemez. İnsan, zihnini sadece ve sadece işe yarar şeylerle doldurmalıdır. Ki Holmes de bizzat böyle yapar -bu onu bazı konularda kör cahil bıraksa da.
İşte Holmes, her ele aldığı dosyada öncelikle gözlem gücünden yola çıkarak çatı katını yoklar; olgular önüne serildikçe tümdengelim yöntemiyle yalnızca olgulara dayanan bir olay inşasına girişir. Kimsenin dikkatini çekmeyen ayrıntılar can alıcıdır; kimsenin kuramadığı bağlantılar onun için gün gibi ortadadır. Her vakada, her araştırmasında okurun aklının sınırlarını zorlar. Ve bunu su içer gibi, kolayca yapar.
Sevgili Doktor Watson’ın varlığı ve aktarıcılığı her şeyin anlaşılır hale gelmesini sağlar. Watson da bizler gibi durmaksızın afallar Holmes’ün karakteri ve yöntemi karşısında; şaşkınlığı her zaman büyük bir hayranlıkla neticelenir.
Sherlock Holmes serisi, bu ikilinin ilişkisini gözlemlemek, sınırları belirlenmiş ama derin bir arkadaşlığın doğasını görmek açısından da ilginçtir.
Sherlock Holmes kitaplarında baştan sona akılcılığın, bilimsel yöntemin, olgu ve ayrıntılara yönelik gözlemin gücü temelde yatar; Holmes aklın sesiyle konuşur.
Bu sayıda, The Çocuk etiketiyle 2020’de çıkan Sherlock Holmes serisinin ilk beş kitabını ele alacağız. Seri, dokuz yaş ve üstü için hazırlanmış, sayfa düzeni, harf büyüklüğü sayesinde okuması kolay ve rahat; ara ara serpiştirilmiş ek bilgilerle (ve eğlenceliklerle) daha da zenginleştirilmiş bir çalışma. Serinin basıma hazırlanan beş kitabı daha olduğunu da yeri gelmişken söyleyeyim.
Kızıl Dosya: Bu kitap kuşkusuz Holmesseverler için özel bir önem taşıyor. Bu kitapta Holmes ile Watson’ın yollarının nasıl kesiştiğini, bu efsanevi ikilinin nasıl doğduğunu öğreniyoruz. Bana sorarsanız Watson’ın Holmes’le ilgili ilk gözlemleri, ilk şaşkınlıkları, ilk merakları ve keşifleri bu maceraya daha da lezzet katıyor. Brixton Caddesi’nde işlenen gizemli bir cinayet etrafında şekillenen macera Holmes ve Watson’la tanışmak için birebir.
“İnsan beyninin boş bir çatı katı gibi olduğuna inanırım. Onu neyle istersen doldurabilirsin ama esnek değildir, o yüzden neye önem vereceğini çok iyi seçmelisin.”
Dörtlerin İmzası: İkinci macerada artık Holmes ve Watson birbirlerinin varlığına ve arkadaşlığına daha alışkındır. Ama bu, Holmes’ün çıkarımlarıyla hem Watson’ı hem bizi şaşkınlığa düşürmeyeceği anlamına gelmez!
Bu macerada Bayan Morstan ve gizemli hikâyesi karşımıza çıkar. Başta anlam verilemez görünen gizem elbette Holmes’ün çatı katında aydınlığa kavuşacaktır. Bir ihanet ve cinayet sarmalı içinde romantizme de yer veren Dörtlerin İmzası’nda sonda okuru bir sürpriz de bekliyor.
Mavi Yakut: Eski püskü bir fötr şapka ve bir kaz? Bu ikisinin ne gibi bir bağlantısı olabilir? Holmes’ün bunlarla ne işi var? Hele ortada bir suç yokken? Yoksa var mı?
Hayli eğlenceli ve sürükleyici bir macera olan Mavi Yakut, yine Holmes’ün büyüleyici yeteneklerini ve şaşırtıcı yanlarını öne çıkarıyor.
“Adım Sherlock Holmes. İşim, başkalarının bilmediği şeyleri bilmek.”
Benekli Kordon: Watson’ın notlarında, Holmes’le ele aldıkları olayların en tuhafı olarak belirttiği Benekli Kordon gerçekten tüyler ürperten, gizemiyle aklı karıştıran bir hikâye. Ama merak etmeyin, Holmes yine aklın ve mantığın izinden giderek en korkutucu karanlıklara ışık tutacak.
Kapalı oda polisiyesinin bir örneği olan Benekli Kordon’da Holmes ve Watson hem geçmiş bir cinayeti çözer hem akıl sır ermez bir kötülüğün perdesini kaldır. Yine gözlemle, yine olguların izinde, yine aklın yolunda…
Kızıl Saçlılar Kulübü: Kuşkusuz Holmes hikâyeleri içinde en keyifli olanlardan biri Kızıl Saçlılar Kulübü’dür. Zekice, dolambaçlı yollardan inşa edilmiş bir suç, saf kurbanlar ve elbette kızıl saçlılar. Kârlı işini kaybeden Jabez Wilson’un merakıyla başlayan serüven büyük bir suçu açığa çıkarır. Ve işin doğrusu bu macerada Watson da Holmes de hayli eğlenir!
“Hatırlarsan geçenlerde sıklıkla yaşamın, hayal gücünün üretebileceği her şeyden daha garip olduğunu söylemiştim.”
*
The Çocuk’un Sherlock Holmes serisi bendenizin çevirisiyle Serpil Şahbaz Otur’un editörlüğünde hazırlandı. Çevirisiyle ilgili yorum size kalmış; ben genel olarak serinin çok başarılı bir uyarlama çalışması (uyarlayan Stephanie Baudet) olduğunu söylemek isterim. Kimi bilgilendirici kimi eğlenceli eklerle zenginleşmiş, Arianna Bellucci’nin karakteristik resimleriyle bezenmiş, Holmes’ü ve yöntemlerini eksiltmeden, basitleştirme tuzağına düşmeden hazırlanmış bir seri. Holmes’le tanışmak isteyen küçük dedektiflere şiddetle öneririm.
Yeniden görüşene dek, hepinize heyecan dolu okumalar dilerim.