221B Öneriyor: Tarikatları Konu Alan Belgeseller

/
17 dakikalık okuma

Bir dinde Tanrıya kendine özgü tarzda ulaşma savında olan yollardan her biri tarikat olarak tanımlanıyor. Dünyada sayısını bilemediğimiz kadar açık/gizli tarikat bulunuyor. Bunlardan bazıları kendi şehirlerini kuracak, bu şehirleri yönetecek kadar güçlü. ABD’deki tarikatlar göz önünde olsa da Japonya’dan Türkiye’ye Güney Kore’den İngiltere’ye, dış dünyaya kapalı tarikatlardan ünlü simalarla tüm dünyayı etkilemeye çalışan tarikatlara, her tarafımız tarikatla dolu… Elbette tarikatların işleyişi, liderlerin ve üyelerin hayatı tartışmaları ve soruşturmaları beraberinde getiriyor. Dijital platformlarda özellikle ABD merkezli tarikatları konu alan belgeseller, tarikatlar eliyle işlenen suçlar son yıllarda oldukça popüler hale geldi. Biz de izlenmesi zor ama gerekli belgeselleri derledik. Ülkemizde cesur gazetecilerin ortaya çıkardığı tarikat skandallarının da bir gün ekrana uyarlanmasını, gerçeklerin daha geniş kitlelerle paylaşılmasını diliyoruz.

Tanrı Aşkına: Kutsal İhanet (Netflix)

8 bölümlük bu belgesel Güney Kore’de kendisini mesih ilan eden dört tarikat liderini ve tarikatlarda yaşananları işliyor. Belgeselin ilk üç bölümü, Jeong Myeong-Seok’un 1980’de kurduğu JMS tarikatını konu alıyor. Eski tarikat üyeleriyle yapılan görüşmeler, tarikat liderinin iç yüzünü gözler önüne seriyor. Hıristiyan inançlarını bilimsel yöntemlerle açıkladığını iddia eden Myeong-Seok özellikle üniversite öğrencilerini etkisi altına almıştı. “Tanrının isteği” doğrultusunda ve onları “iyileştirmek” için kadınlarla cinsel ilişki kuran tarikat liderinin taciz ettiği kadınlara Tanrının Gelinleri deniyordu. Taciz şikâyetleri nedeniyle hapse mahkûm edilen JMS lideri, hapisten çıkınca Çin’e kaçtı ve oradan tarikatı yönetmeye devam etti. Çin’de gözaltına alınıp Kore’ye iade edildi.

tanrı aşkına: kutsala ihanet

Belgeselin dördüncü bölümü, Kore tarihindeki en büyük toplu intihar vakasını ve bunun ardındaki tarikatı inceliyor. Park Soon-Ja başarılı bir girişimci, insanlara yardım eden, yetim çocuklara sahip çıkan bir kadın izlenimi veriyordu. Ağustos 1987’de Soon-Ja ve 31 kişi bir fabrikada ölü bulundu. Soruşturma başlatan polis, Soon-Ja’nın şirketinin borç içinde olduğunu, yardım ettiği insanların aslında Evanjelik Baptist Kilisesi mensubu olduğunu ve şirketin de bu tarikata ait paravan şirket olduğunu ortaya çıkardı. Tarikat lideri Yoo Byeong-un’un Soon-Ja ile ilişkisi, toplu intihar olayı ve yine tarikat liderine ait başka bir firmanın Kore tarihinin en büyük feribot kazasına dahil olması tartışmaları da beraberinde getirdi.

1980’lerde kurulan Baby Garden isimli tarikatta işlenen suçlar da belgeselde yer alıyor. Tarikat lideri Kim Ki-Soon hakkında çocuklara yönelik cinsel istismar, cinayet, fiziksel şiddet soruşturmaları açıldı. Polis ve eski tarikat üyeleriyle yapılan görüşmeler ve dava süreci iki bölümde inceleniyor.

Belgeselin son iki bölümü, Manmin Kilisesi ve kurucusu Lee Jae-rock’u araştırıyor. Jae-rock, kendisini ikinci mesih ilan etti. Fiziksel ve psikolojik hastalığa sahip insanları iyileştirdiğine inanılan tarikat lideri, bağışların yanı sıra “kutsadığı suları” satarak tarikatın zenginleşmesini sağladı. Cinsel arzuları kötüleyen Jae-rock, neredeyse tüm tarikat liderleri gibi, kadınlara tecavüz suçuyla karşı karşıya kaldı. Tanrıya ulaşmanın, hastalıkları iyileştirmenin çözümü olarak kadınları taciz eden tarikat lideri, konuşmamaları için bu kadınlara para veriyordu. Gizli bir görüşme kaydıyla yaptıkları ortaya çıkan Jae-rock’a dava açıldı. Tarikat üyeleri, liderlerinin suçsuz olduğuna inanıyor.

People Magazine Investigates: Cults (BluTV)

ABD’de insanları etki altına alan tarikatları inceleyen belgesel dizisi 5 bölümden oluşuyor. Her bölümde farklı tarikatları araştıran People Magazin, tarikatların kuruluşundan başlayıp insanların hayatına etkilerini, işlenen suçları ayrıntılarıyla işliyor.

1960’larda Charles Manson, California’da kurduğu komünde özellikle kadınları kendisiyle yaşamaya teşvik ediyordu. Manson, ırk savaşının başlayacağına, kendisinin bu savaştan sonra lider olacağına inanıyordu ve tarikat üyelerine cinayet işlemelerini emretmişti. Ağustos 1969’da iki günde yedi kişiyi öldüren Manson takipçileri, cinayetlerden siyahların suçlu bulunacağına inanıyordu. Dava sürecinin de işlendiği belgeselde özellikle orta sınıf genç kadınların Manson hayranlığı tüyler ürpertici.

people investigates: cults

1997’de Cennetin Kapısı tarikatı lideri, 39 kişiyi intihara teşvik eder. Kıyametin yaklaştığı ve cennete ulaşmak için ölmeleri gerektiği konusunda ikna olan tarikat üyeleri ABD’deki en büyük toplu intihar vakasını oluşturur. Buna ikna olmayan iki kişiyse belgeselde tarikatta yaşananları anlatıyor.

Mezhep farkı gözetmeden tüm Hırıstiyanları küresel ölçekte birleştirmeyi amaçlayan Sam Fife’ın tarikatına mensup kişiler tarikattaki şeytan çıkarma ayinlerini, fiziksel şiddet eylemlerini anlatıyor.

1968’de David Berg, Hıristiyanlıkla hippiliği birleştirdiğini savunduğu Children of God isimli tarikatı kurar. “Özgür sevgi” anlayışı bir süre sonra çocuk istismarına dönüşür. Oyuncu River Phoenix’in ailesi de bu tarikata üyedir. 1994’te Berg öldüğünde karısı Karen Zerby liderliği devralır. Tarikat, 2005’te Ricky Rodriguez’in, annesi Karen’ı ve eski bir tarikat üyesini öldürmesinin ardından yeniden gündeme gelir.

Word of Faith Fellowship, 1979’da matematik öğretmeni Jane Whaley ve kocası Sam tarafından kurulmuş bir tarikattır. Oldukça katı kurallara sahip olan bu tarikatta çocuklar, tarikatın kontrolündeki okullara gider. Tarikat üyeleri televizyon izleyemez, gazete okuyamaz. Hâlâ varlığını sürdüren bu tarikat, eski üyeleri tarafından şiddet, bir depoya hapsedilme, hastalıkların tedavi edilmemesi gibi suçlarla defalarca dava edilir.

Prisoner of the Prophet (BluTV)

İsa Mesih’in Son Zaman Azizleri Fundamentalist Kilisesi lideri Warren Jeffs, “İtaatkâr Çocuklar” belgeseliyle gündem olmuştu. Bir erkeğin ne kadar çok karısı olursa cennete gitme ihtimalinin o kadar fazla olduğunu iddia eden tarikat lideri çocuk istismarı, taciz ve tecavüz suçlarından hüküm giydi.

Prisoner Of The Prophet belgeseliyse tarikat liderinin 65. eşi Briell Decker’in yaşadıklarına odaklanıyor. Üç bölümlük belgeselde Decker, 18 yaşındayken Jefss ile evlendirilmesini ve kocasının reşit olmayan eşleriyle ilişkisini, “Saklanma Evi” denen yerde hapsedilişini ve yıllar sonra tarikat yerleşkesinden kaçışını anlatıyor.

Waco: Amerikan Kıyameti (Netflix)

Üç bölümlük bu belgesel dizisi, iç savaştan beri ABD’de görülen en büyük çatışma olarak nitelenen Waco çatışmasını anlatıyor. 1993’te 51 gün süren çatışmaya dair FBI ajanları, tarikat üyeleri ve gazetecilerle yapılan görüşmeler ilk kez kamuoyuyla paylaşılan bilgileri içeriyor.

Asıl adı Vernon Wayne Howell olan David Koresh, Yedinci Gün Adventistleri Kilisesi Branch Davidians tarikatı lideridir. 1981’de Waco, Carmel dağındaki Davidians yerleşkesine gider ve 1987’de tarikat liderliğini ele geçirir. Bu devasa yerleşkede tarikat kendine yeter hale gelmiştir, dış dünyaya kapalıdır. Koresh lider olduğunda kendisine vahiy geldiğini, tarikattaki bekâr kızlarla evlenmesi ve üremesi gerektiğini söyler. Önce kız çocuklarıyla daha sonra da tarikattaki evli kadınlarla evlenen Koresh’in Tanrının Oğlu olduğuna inanılıyordu.

waco belgesel

FBI’ın devreye girmesinin nedeniyse tarikatın yerleşkede ateşli silah üretip satma iddiasıydı. FBI’ın baskını sonucu yaşanan çatışmada tarikat üyelerinden ve FBI ajanlarından ölenler olunca devreye Rehine Kurtarma Timi girdi. 51 gün süren iletişim, Koresh’in teslim olmaması sonucu tekrar büyük bir çatışmaya dönüştü. Yerleşkeye atılan gaz bombası sonucu çıkan yangın kontrol edilemez hale geldi ve tarikat üyeleri, kurulan barikatları aşamadığı için öldüler. Ölenler arasında çok sayıda çocuk da vardı. David Koresh de başından vurulmuş halde bulundu. Öldürüldü mü intihar mı etti, bilinmiyor.

Tartışmalara neden olan kuşatma ve çatışma hem FBI ajanları hem tarikat üyelerinin gözüyle aktarılıyor. Bu noktada belgesele yapılan en büyük eleştirinin, tarikat üyelerinin hâlâ Koresh’i savunmaları ve tüm suçun FBI’ya yüklenmesi olduğunu belirtelim.

Mutlu Mesut Aile: Duggar Aile Sırları (Prime Video)

Jim Bob Duggar, eşi ve 19 çocuğuyla reality şovun gözde ailesiydi. 2008’de 17 Kids & Counting ile başlayan şov, 18 Kids & Counting ile devam edip 2015’te 19 Kids & Counting ile sona erdi. 2015-2020 arasındaysa artık yetişkin olan çocukların kendi ailelerini işleyen Counting On şovu ekranlara geldi. Duggerlar ve arkalarındaki Temel Yaşam Prensipleri Enstitüsü adlı tarikatın çizdiği sağlıklı Amerika resminin altında yatan gerçeği ortaya koyan belgesel dizi, 4 bölümden oluşuyor.

mutlu mesut aile duggar aile sırları belgesel

Jim Bob Dugger, vaiz ve aile babası olmanın yanı sıra 1999-2003 arasında Arkansas Temsilciler Meclisi’nde görev alır. 2003’te senato seçimlerine Cumhuriyetçilerden aday olur. Oy vermeye tek tip giyinen çocuklarıyla giden Dugger, medyanın ilgisini çeker. TLC kanalı bu kalabalık ailenin hayatını ekrana getirmek için Bob ile anlaşır ve reality şov başlar. Özellikle muhafazakârların izlediği bu şov yüksek reyting alır.

Dugger çocukları, evde eğitim sistemiyle yetişir. Bu sistem ABD’de tarikatların önünü açar. Duggerlar bu eğitim için Bill Gothard’ın kurduğu Temel Yaşam Prensipleri Enstitüsü müfredatını kullanırlar. Adında enstitü geçse de bu kurum köktendinci bir yapıdır. Evde eğitimde otoriteye bağlılık, ailenin kutsallığı, kürtaj karşıtlığı gibi konular işlenir. Kadınlar matematikte kesirli sayıları öğrenir çünkü yemek yapmak için bu bilgiye ihtiyaçları vardır!

TYPE, 1980’lerden itibaren faaldir ve her geçen yıl üyeleri artar. Tarikat bağışlar ve ücretsiz işgücüyle büyüdükçe büyür. Dugger şovu da tarikatın medya sayesinde tanınırlığını artırır. Ve bir skandal bu dev aileyi etkiler: Ailenin büyük oğlu Josh, çocuk tacizi suçlamasıyla gündeme gelir. Dugger ailesi skandalı örtbas etmeye çalışır. Belgesel, artık aileden uzak olan Jill’in anlatımıyla başlıyor. Yıllar süren şov programından hiçbir ücret almayan çocuklardan olan Jill, Josh’ın taciz ettiği kızlardan biri. Dugger ailesinin yakınları, arkadaşları ve gazetecilerle yapılan röportajlarla hem Dugger ailesindeki skandalları hem de asıl amacı devleti ele geçirmek olan TYPE’nin işleyişini öğreniyoruz.

The Secret of Hillsong (Disney+)

Devasa bir mekân, binlerce izleyici, sahnede bir orkestra ve elinde mikrofonuyla deri pantolonlu, çekici bir adam… Hayır, bir rock konserinde değiliz, bir ayindeyiz! Tartışmalı tarikatlardan Hillsong’un her pazar on binlerce kişinin katıldığı ayini ve sahnede papaz Carl Lentz!

the secrets of hillsong

1983’te Avustralya’da Brian ve Bobbie Houston’ın kurduğu Hıristiyan kilisesi Hillsong, ABD’den İsveç’e, Güney Afrika’dan Rusya’ya hızla genişledi. 2010 yılındaysa “kiliselerin öldüğü yer” olarak tanımlanan New York’ta küçük bir gece kulübünde etkinlik yapmaya başladı. Hillsong papazı Carl Lentz, geleneksel olmayan görüntüsü ve konuşmalarıyla çok sayıda ünlünün de dikkatini çekti. Justin Bieber’ın manevi danışmanı olması, Oprah Winfrey’in programına katılması, ünlü oyuncu ve sporcularla ilişkisi Hillsong’un popüler olmasını sağladı.

Başlangıçta küçük gece kulüplerinde gönüllülerin çalışmasıyla işleyen tarikat, vergiden muaf milyonlarca dolara sahip mega kilise haline geldi. Vanity Fair dergisinin araştırmaları ve kilisenin eski üyeleriyle yapılan görüşmeler tarikatta yaşanan kara para aklama, istismar, taciz olaylarını açığa çıkardı. Ayrıca tarikatın kurucusu Brian Houston’ın babası Frank, 1970’lerde Sydney’de Hıristiyan Yaşam Merkezi’ni kurmuştu ve yıllar boyunca çocukları taciz ettiği kanıtlandı. Brian Houston, babasıyla ilgili bu gerçeği sakladığı için de soruşturuldu. Carl Lentz ise kilise kurallarına aykırı davranıp yasak ilişki yaşadığı için kiliseden kovuldu.

4 bölümlük belgesel serisi, Carl-Laura Lentz çiftinin kilisenin işleyişine dair açıklamalarının yanı sıra kilise üyelerinin yaşadığı istismarı ve gazetecilerin araştırmalarını bize sunuyor.

Bu yazı, Yoldaş Özdemir tarafından 221B’nin 39. sayısı için kaleme alınmıştır.

Yoldaş Özdemir

1981 doğumlu. Çocukluğunu İstanbul’da geçirdi. Erciyes Üniversitesi Biyoloji Bölümü’nden mezun olup İstanbul’a döndü. Bir süre öğretmenlik yaptıktan sonra eğitim yayıncılığına adım attı. Erken yaşta okumayı öğrenip sevmesinden olsa gerek öğretmenlikten vazgeçip yayın dünyasında kalmaya karar verdi. Kalkedon, Kassandra Yayınları ve Esen Kitap’ta editörlük yaptı. 2015’ten itibaren Mylos Yayın Grubu bünyesindeki dergi ve kitapların editörlüğünü üstleniyor. Polisiye okumaktan ve izlemekten bıkmamakla birlikte bilim kitapları yayımlama hayali kuruyor.

Önceki Hikaye

'The Man Who Played With Fire': Stieg Larsson Arşivi

Sonraki Hikaye

Haftalık Polisiye Seyir Rehberi

En Son Yazılar