“Georg Dengler” karakteriyle tanıdığımız bol ödüllü Alman polisiyeci Wolfgang Schorlau’nun “Mavi Liste” romanı, İletişim Yayınları’ndan çıktı. Yazar, yalın ve keskin çözümlemeleriyle okuyucuyu gerçekçi bir maceranın içine sürüklüyor…
Temel olarak iki farklı zaman diliminde geçen roman, 1 Nisan 1991’de gerçekleşen bir suikastla açılıyor. Demokratik Almanya’nın sanayisini kamu yararını gözetir bir şekilde yapılandırmak isteyen bir kuruluşun başkanının konu edildiği giriş bölümünde okuyucu kendini bir anda olayların ortasında buluyor. Başkanın öldürülmesi, her ne kadar klasik bir polisiye öyküsünü andırsa da, ardından gelişen olaylar, -büyük bir kısmı gerçek olaylara dayanıyor- bilgi ve anekdotlarla birleşince kitabın seyri hızlanıyor.
Umutsuz vaka
Kahramanımız Georg Dengler, eşinden ve bir süre sonra da polislik mesleğinden ayrılmak zorunda kalan, yalnızlığa gömülen ve kendini “umutsuz bir vaka”ya dönüştüren bir karakter. Dengler’in içten içte kendisi, çevresi ve hayatla hesaplaşması, yaşadığı gelgitler ve biraz da hayata tutunma çabasına tanıklık ediyoruz. Bir yandan yaşamını tekrar düzene koymak için çabalayan, diğer yandan yarım kalmış bir davayı çözmeye uğraşan bahtsız bir adamı izliyoruz. Tek kişilik bir “kaybedenler kulübü” üyesi olan kahramanımız, yeni atıldığı dedektiflik dünyasında yeni dosyaların peşine düşüyor ve ikiye bölünmüş Almanya’nın ekonomik bunalımına son vermek için kurulmuş bir şirketten arta kalanlarla “esas” meselenin peşinden koşuyor.
Heyecan dorukta
Kitap, Tayland’a düşen bir uçakla, Demokratik Almanya’nın ekonomisini iyileştirme politikaları güden kuruluş arasında ortaya çıkan bağ ile daha da güçlü bir yapıya bürünüyor. Dengler’in dedektifliğe başladıktan sonra aldığı en karmaşık davada, para, piyasa, “derin devlet” ilişkileri, çıkarını korumak uğruna her şeyi yapmayı göze almış kişiler ve eylem halindeki Kızıl Ordu Fraksiyonu’nun rolleriyle heyecan yükseliyor. Gerilimin sürekli tırmandığı, bir film sahnesini andıran pasajların olduğu “Mavi Liste”, kitabın sonunda yer alan açıklamaların da gösterdiği gibi, bir kısmı kurgusal, büyük kısmıysa gerçeğe dayanan olaylarla polisiye edebiyata gerçekçi bir yön kazandırıyor.
Para nelere kadir?
Tüm bu gerçekliklerin yanı sıra, blues müziğine tarihsel bir bakış atma olanağını da sunan kitap, şiddetle müziğin, aşkla ayrılıkların bir panoramasını çizerken, para kavramının nelere kadir olduğunu da çarpıcı cümlelerle aktarıyor okuyucusuna.
Devlet, büyük sermaye, gizli servisler ve onların düzen karşıtı silahlı örgütleri bile manipüle edebilen komploları hakkında, ürkütücü biçimde gerçekçi bir siyasi polisiye karşımızda duran.
Hem belgesel kuvvetinde, hem de karakterleri, gerilimi, atmosferi, aşkı, cinselliği, sıkı arkadaşlık bağları, bar muhabbetiyle has bir polisiye…
Berkay Üzüm
1. baskı – Ocak 2016, 339 sayfa, 25,00 TL
