Kalplerin günden güne katılaştığı, hızın yaşamı güzel kılan inceliklerin yerini aldığı bir dünyada köpek olmak ne kadar zor. Çoğunluk derdini anlamaz, bir derdin olabileceğini dahi düşünmez. Anlayanlar da çaresiz, dermansız kalırlar. Yüzüne bakanlar gözlerinin içini göremez, yüreğinden taşan korumacılığı ve sevgiyi sezemez. Dost olmak istersin, iterler; kollamak istersin, tekmelerler; yaşamak istersin… incitirler. Bu dünyada, bu insanların arasında köpek olmak çok zor.
Evet, bu sayıda köşemizin konuğu bize bizden yakın kardeşlerimizden biri. Sadık, sevgi dolu ve maceraperest bir köpek: Dost… Kimine göre Kral ama bence kocaman harflerle DOST – bütün köpek kardeşlerimiz gibi.
Dost’un heyecanlı serüveni üç kitapla karşımızda: Kayıp Çocuk Vakası, Karışan Köpekler Vakası ve Kayıp Aile Vakası.
Kayıp Çocuk Vakası bizi Dost’la tanıştıran kitap. Ne yazık ki baskısı tükenmiş ama üzülmeyin, diğer iki kitap bize maceranın nasıl başladığını zaten anlatıyor. O zamanlar Kral olan Dost kendini adını anmak bile istemediğimiz yerde, o olmaz olası B-A-R-I-N-A-K’ta buluyor. İnsanları çıktıkları seyahatten dönmemiş. Ama bu olanaksız? Çünkü Kral anne ve babanın, küçük Kayla’nın sevgisinden emin, terk edilmediğinden emin. Bir şey olmuş ama ne? Kral bunları düşünedursun bir anne ve oğlu onu B-A-R-I-N-A-K’tan kurtarır; böylece Dost’un macerası başlar.
“Hey, bir dakika durun bakalım! İnsanlar köpekleri evlat edinmez ki! Köpekler, insanları evlat edinir!”
Anne ve Connor’ın yanında sıcak, sevgi dolu bir yuvaya kavuşan Dost esas ailesini elbette unutmaz, en büyük hedefi onları bulmaktır. Tam bu araştırma için planlarını yaparken… Connor kaybolur. Şimdi öncelikli görev küçük oğlanı bulmaktır. Üstün dedektiflik becerileriyle donatılmış olsa da Dost’un işi zordur, yolu uzun ve zaman zaman hüsranla doludur.
“İnsan olsaydım, hissettiğim üzüntü ve hayal kırıklığını gözlerimden dışarı akıtabilirdim. İnsan olmadığıma göre bu üzüntüyü ve hayal kırıklığını yüreğimde taşımaktan başka çarem yok.”
Ama durun, yüreğinizi ağırlaştırmayın! Elbet Dost bu maceradan yüzünün akıyla, tüyünün şanıyla çıkar. Sistemli araştırmaları ve isabetli planları (ve burnu) onu Connor’a götürür.
Karışan Köpekler Vakası ikinci maceramız. Connor’ı sağ salim evine getiren Dost artık asıl görevine, hayati görevine yoğunlaşmalıdır: Kayla ve ailesini bulmalıdır. Bu görevi düşündükçe içinde ufak bir sızı uyanmaya başlamıştır; Dost artık Connor ve annesine de bağlanmıştır. Ama kendine saygısı olan bir köpek zor durumda olabilecek insanlarını yarı yolda bırakır mı hiç? Asla. Dost önce Kayla ve ailesini bulacak, sonra bu çift aile sorununu düşünecektir…
Ama hayatın matematiği bizim hesaplarımıza uymaz; Dost kendini bambaşka bir maceranın içine çekilmiş bulur. Bir terapi köpeği olabilmesi için yeni ailesinin onu yazdırdığı okulda Süslü adında bir buldogla tanışır, çok dertli bir buldogla. İnsanı Owen (kalleş) parkta Süslü’yle ona çok benzeyen Kurabiye’yi değiştirmiş, “Benim köpeğim bu,” diyerek Kurabiye’yle gitmiştir. Ah, neler neler sayıyorum içimden, Owen kulakların çınlasın!
Dost elbette arkadaşlarına yardım etmeli, doğru köpeği doğru eve ulaştırmalıdır. Eh, Owen doğru insan olmadığına göre Süslü’yü de Connor ve annesine bağlamalıdır. Hem böylece kendisi eski ailesini bulduğunda Connor ve annesine Süslü bakar… Bir taşla iki kuş.
Ama hayatın matematiği… Owen pişmanlıklar içinde (beter olsun), kendi köpeğini geri ister. Sevenler sevdiğine kavuşur; Dost ipuçlarını affetmeyen gözleri, hiçbir kokuyu kaçırmayan burnu ve o güzelim zekâsıyla bu işi de halleder.
“Bana kalırsa, bazı insanlar işte bu nedenle itaat okuluna gidiyor. İtaat, önemli bir sözcük. İnsanların gerçekten söylemek istediklerini söylemeyi öğrenmesi anlamına geliyor.”
Kayıp Aile Vakası serinin son macerası ve bana sorarsanız en duygusal, en içli macera. Sesli kahkaha atıp kedimi korkuttuğum da oldu, gözyaşımın pıt diye köpeğimin kulağına düştüğü de…
Eski ailesinin evindeki eşyanın taşındığını gören Dost bir an düşünmeden maceraya atılır. Açlıkla, susuzlukla boğuştuğu bu yolculukta ona gözü pek kalbi, sadık ruhu ve tükenmez umudu eşlik eder. Başı sıkıştığında köpekler arası iletişimden, Çete’den de yardım olan Dost sonunda Kayla’yı bulur.
Ama hayatın matematiği… Kimi zaman en büyük sevginin bile çaresiz kaldığı, birbirine sımsıkı bağlı ruhların bile ayrı düştüğü olur. Keşke olmasa…
Dost metanetle içinde bulundukları durumu kabullenir, artık yeni bağının Connor ve annesiyle olduğunu anlar. Kral değildir artık o, insanlarına bakması gereken Dost’tur.
Labirent Çocuk etiketiyle çıkan serinin yazarı Dori Hillestad Butler, çizimler ise Jeremy Tugeau’ya ait. Seda Çıngay Mellor’un çevirisi temiz, metinlerin eğlenceli dilini korumayı çok iyi başarmış.
Ateşten Kaçmak
Ateşten Kaçmak, Vladimir Tumanov’un Gizemli Haritalar serisinin üçüncü kitabı. Alt Kardeşler ve Mariana bu kez dünyayı hızla yaklaşan göktaşından korumak için bilmeceler çözmek zorunda. Küresel bir tahliye furyasının ortasında üç maceraperest bilim düşkünü çocuk keşiflerle dolu bir serüvene atılır.
Ateşten Kaçmak okuru büyülü biçimde bilimin harikalarına, bilimsel düşüncenin sularına sürüklüyor; şu yaşımda bilmeceleri çocuklardan önce çözdüğümde kapıldığım sevinci anlatamam zira utanırım.
Bilimsel öğeler içeren çocuk kitaplarının sıklıkla içine düştüğü didaktizmden ve yavanlıktan uzak durmayı böylesi zarafetle başaran çok yazar yoktur sanırım. Zaten serinin başarısı da bunu kanıtlar nitelikte.
Günışığı Kitaplığı etiketli Ateşten Kaçmak, Mine Kazmaoğlu’nun pırıl pırıl çevirisiyle okur karşısına çıkıyor.
Kayıp Çocuk Vakası, Karışan Köpekler Vakası ve Kayıp Aile Vakası; Dori Hillestad Butler, illüstrasyon Jeremy Tugeau, çeviri Seda Çıngay Mellor, Labirent Çocuk.
Ateşten Kaçmak, Vladimir Tumanov, çeviren Mine Kazmaoğlu, Günışığı Kitaplığı
*Yazı, 221B derginin 38. sayısında yayımlanmıştır.