İçinde bulunduğumuz bu zor günlerin en büyük ilacı bol bol okumak ve izlemek… Okurlarımız için başladığımız yazı dizisine devam ediyoruz, önemli yazarlarımızın kitap, film ve dizi önerilerini sizlerle paylaşacağız. Bugünün önerisi, Ayşe Erbulak’tan geliyor.
…
Oyuncu, gazeteci, yazar ve çevirmen olan Ayşe Erbulak, 2012’de yayımlanan Çok Şekerli Ölüm isimli eseri ile polisiye edebiyat alanında ilk eserini kaleme aldı. Bu kitap, yazarın Hafiye Karılar adını verdiği üçlemenin ilk kitabıdır. Yoğun ilgi gören Çok Şekerli Ölüm‘ün hemen ardından serinin ikinci kitabı Limonî Ölüm ve üçüncü kitabı Ödüllü Ölüm yayımlandı. Kaleme aldığı polisiye eserlere Dokuz Oda Cinayetleri ve Anne Bak Kim Geldi isimli romanlarını da ekleyen Ayşe Erbulak’ın Cinayet Sınıfı Başkanı adlı gerilim romanı 2018’de yayımlandı.
…
Kitaplar
Sevdiğim polisiye kitapları tek tek yazmaya kalksam sanırım en az 100 kitap listelemem gerekir ki bunun için sayfalar yetmez. O nedenle sizler için sevdiğim yazarları 5 başlıkta derledim.
Agatha Christie
Eğer polisiye romandan bahsediyorsak büyük ustayı es geçmek imkansız. Sanırım 13-14 yaşında başlamıştım okumaya. Okumadığım kitabı kalmadı. Romanların yeni basımlarını, konuyu gayet iyi bildiğim halde alır tekrar okurum.
Jean-Christophe Grangé
Dünya Fransız yazarı ilk olarak Kızıl Nehirler isimli romanıyla tanıdı. Daha sonra yayımlanan Taş Meclisi, Leyleklerin Uçuşu, Kurtlar İmparatorluğu, Siyah Kan ve Şeytan Yemini isimli romanlarını da severek okudum. Koloni, Sisle Gelen Yolcu ve Kaiken romanları sırasında Grangé okumaya ara vermiştim. Fakat sonrasında Lontano, Kongo’ya Ağıt ve Ölüler Diyarı romanlarıyla Grangé okumaya kaldığım yerden devam ettim. Son olarak Son Av isimli romanına bayıldım.
Henning Mankell
2015’de kanserden yitirdiğimiz, İsveç’in bu üretken yazarının tüm kitaplarını çok severek okumuştum. Şöyle söyleyebilirim; kitapçıların web sayfalarına girin ve bulduğunuz tüm Mankell romanlarını alın.
Günay Gafur
Günay Gafur Türkiye’nin yükselen polisiye yazarlarından biri. Yargıç isimli romanı 2019’da Kristal Kelepçe Ödülü’nü kıl payı kaçırdı. Ben büyük usta Ahmet Ümit’e yetişeceğine inanıyorum.
John Grisham
Hem polisiye hem hukuk kitapları sevenler için önerebileceğim bir yazardır. Zaten çoğu kitabı sinemaya uyarlanan yazar, avukatlık mesleğini bırakıp tamamen yazmaya odaklanmış ve dünyada çok satan yazarlar arasında yerini almıştır. İlk olarak Şirket isimli romanını okumuştum. Sonrasında Müşteri, en son da Hesaplaşma isimli romanlarını okudum.
Filmler
No Way to Treat A Lady (Kadınlara Nazik Davran, 1968)
Bu film benim seyrettiğim ilk polisiye filmdir. Başrolde Rod Steiger’ı izlediğimiz fimde seri katil olan Christopher Gill çeşitli meslek kılıklarına girerek yaşlı kadınların evlerine girer ve onları öldürür. İmza olarak da alınlarına ruj kullanarak dudak izi bırakır. Babamla seyrettiğim çok ilginç bir filmdi. Polisiye türünü sevdiğimi o zaman anlamıştım.
SE7EN (1995)
Beni en çok etkileyen polisiye filmlerden biridir. Üç usta aktörün bize muhteşem bir oyunculuk şöleni sunduğu bu filmin yönetmeni ise David Fincher. Zaten bayıldığım Brad Pitt ve Morgan Freeman’ın yanı sıra Kevin Spacey’yi de ilk kez seyretmiş ve bir katil karakterini bu kadar güzel canlandırabilmesine hayran kalmıştım.
The Crimson Rivers (Kızıl Nehirler, 2007)
Fransız polisiye gerilim yazarı Jean-Christophe Grangé’yi Türkler ilk olarak bu romanla tanıdı. Fransız müfettiş Niemans ile ilk defa tanıştığımız, aynı isimli romandan uyarlanan bu filmi çok sevmiştim. Jan Reno’nun dedektif karakterini canlandırmasının bunda büyük bir rolü vardı elbette. Filmin yönetmeni, Mathieu Kassovitz. Bu filmle ilgili küçük bir not; Grange’nin ülkemizde yayınlanan son kitabı Son Av, Müfettiş Niemans’ın yeni bir macerasını konu alıyor.
Prisoners (Tutsak, 2013)
Hâlâ etkisinden kurtulamadığım ve çok severek izlediğim bir gerilim filmidir. Yönetmenliğini Denis Villeneuve’un yaptığı filmde Hugh Jackman, Jake Gyllenhaal, Viola Davis, Maria Bello, Terrence Howard, Melissa Leo ve Paul Dano yer almaktadır. Film Pensilvanya’da kaçırılan iki kız çocuğunun bulunması için başlatılan arama çalışmaları sürecinde yaşanan olayları anlatmaktadır.
The Snowman (Kardan Adam, 2017)
Türkiye’de de çok sevilen Norveçli yazar Jo Nesbø’nün aynı adlı romanından Amerikalılar tarafından sinemaya aktarılan filmde başrol Michael Fassbender’ın. Yönetmen koltuğunda ise Thomas Alfredson var. Kitaptan uyarlanan filmler içinde en beğendiklerim arasında yer alır.
Diziler
C.S.I (2000-2015)
Las Vegas, Miami ve New York ekipleriyle klasikler arasına girmiş olan bu diziyi tüm polisiye severler gibi ben de severek izlemiştim. Oldukça ilginç cinayetler ve vaka çözümleri vardı. Eski bölümleri çok iyi bildiğim halde hala rastladıkça seyrederim.
Forbrydelsen (2007-2012)
Seyrettiğim en güzel polisiye dizilerden biri olan The Killing, Danimarka yapımı bir dizi. Türkiye’de de uyarlandı fakat pek başarılı olamadı. Kadın dedektif Sarah Lund’un çözdüğü cinayetlerin yanı sıra özel hayatındaki sıkıntıları da izliyoruz.
Wallander (2005-2013)
2015’te kaybettiğimiz İsveçli polisiye yazar Henning Mankell’in yarattığı dedektif karakteri Wallender’ı konu alan roman serisi hem İsveçliler hem de İngilizler tarafından dizi olarak televizyona uyarlandı. Ben bu dizilerden ilkini Norveç TV’sinde seyretmiştim. O kadar beğenmiştim ki tekrarlarını da kaçırmadım.
Dogs of Berlin (2018)
Netflix için çekilen bir Alman dizisi. Bir çok Türk’ün de yapımda imzası var. Müziklerini sevgili kuzenim Ali N. Aşkın’ın yapmış olması nedeniyle de severek izlemeye başladığım bir dizi. Bunun yanında hayran olduğum Erol Birkan karakteri var. Bir gey polis karakteri bu kadar güzel canlandırılabilir.
The Stranger (2020)
Usta yazar Harlan Coben’in de yazarları arasında yer aldığı bu dizi son yıllarda seyrettiğim en güzel kurguya sahip dizilerden biri. Hatta bir kez daha seyretmeyi planlıyorum. Mükemmel bir aileye sahip Adam Price’in hayatı bir günde altüst oluyor ve olaylar gelişiyor.